Karanlığın yansıdığı çağın bağrında
Donmuş soluğumun ışığına sığınır ruhum
Ateşle yakılan korkular
Huzur veriyor usumun çölüne
Ve diz kapaklarımdaki düşüncelerin ağırlı düşer
Kopmak bilmeyen geceye sürülürken
Kâhinlerin lanetli kelimeleri
Hani ben
Geçmişe mülteci ağıtların
Bir ölüm boyu bekleyişlerine vurunca sızımı
Bitecek sanıyordum ağlayışlar
Öfkemin en ağır darbelerini bıraktım sonra
İsyanların gölgesindeki kahırlara
Avuçları yakmasın diye sıcaklık
Bir kelebeğin kanatlarıyla çiziyordum ışığı
Tarifi zor
Huzuru bedelsiz duygular doğar dudaklarda
Sevdiğim
Sayfaların arasından çiçekler topla
Ölmeyen düşlere besletme yalnızlığı
Kolla beni bir sabah namazı kıyamında
Bu sevmeler
Bu bekleyiş
Sırat-ı müstakim durağında
Bölünmüş şehrin iki yanında feryatlar
Tanıyorum Bu karanlığı
Birazdan kızıl direnişlerle boyanacak sokaklar
Mermiler asla sekmeyecek bedenlerden
Ve asla son bulmayacak kavgalar
İşte orada
Sokakta duran iki can
Biri maşrık’tan diğeri mağrib
Bir bayrağın iki gölgesinde
Ayrı renklere vabeste
Sevdiğim
Süzülürken çocukların avuçlarından
Biriktir gözyaşı misketlerini
Biliyorum tutmuyor parmakların acıdan
Ama Sakın titremesin nefesin
Gönyesi bozuluyor yüreğimin
Bakma Öyle beriden
Sür ellerini saikaların düştüğü göğsüme
Törpülenir gülüşler
Ay ışığının serinliğinde
Ve gözlerimin en derinine
Dökülüyor katranı ihanetlerin
Payı yok sevmelerin
Akıyor apansızca
Ufku kayıp bekleyişlere
// akşam kızıllığına meftun olanlar, şafağın muştusunu bilemezler //
Davut DaşkıranKayıt Tarihi : 20.9.2015 19:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
6-7 ekim olaylarında sokaklarda ayrı renkler için birbirini öldüren bu vatanın evlatlarına ithaf olunur... renkler karanlıkta yücelmez, kardeşliğinizi değil karanlığı vurun...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!