Bilmem ki hangi yıl, ayın kaçında?
"Ak" yoktu, simsiyah saçlar başında.
Kiprikler bir oktu, kalem kaşında;
Ben seni çok eski yıldan tanırım.
Yollarda yürürken başın dimdikti.
Yabancı değildin, yüzün bildikti.
Yüzüne yansıyan bir güzellikti;
Ben seni yanakta, "al"dan tanırım.
Bakanın içinde sen bir volkandın.
Sen hiç yanmadın ki, yalnız yakandın.
Güzellik, bilmem ki bitmez mi sandın?
Ben cilve nazları senden tanırım.
Yakından görmeyi istemem asla.
Hep güzel kal ki sen, ruhumu besle.
Yıllarca peşinden koştum hevesle;
Şaşırma, ben seni ondan tanırım.
Adnan Deniz
Kayıt Tarihi : 17.12.2025 00:43:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirin sade ama derin bir anlatımı var. Okuyucuya, bir insanı ilk görüşten değil; zamandan, izden ve hatıradan tanıma duygusunu geçiriyor. “Tanırım” redifi, şiire hem süreklilik hem de samimi bir sahipleniş katmış. İmge ve dil açısından: “Kirpikler bir oktu, kalem kaşında” dizesi klasik halk şiiri benzetmesini başarıyla taşıyor; yerinde ve etkili. “Ben seni yanakta ‘al’dan tanırım” ifadesi, somut bir ayrıntıyla hatırayı diri tutuyor. “Bakanın içinde sen bir volkandın” dizesi, iç dünyadaki tutkuya güçlü bir metaforla kapı aralıyor. Duygu dünyası: Şiir, bir kavuşmadan çok uzaktan sevmenin, idealleştirmenin şiiri. Son kıtadaki “Yakından görmeyi istemem asla” sözü, sevilenin bozulmaması istenen bir hatıra hâline geldiğini gösteriyor. Bu, şiirin en olgun ve düşündürücü noktası. Genel değerlendirme: Halk şiiri geleneğine yaslanan ama bireysel bir ses taşıyan bir metin Duygusu abartısız, içten Akış doğal, tekrarlar bilinçli




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!