Bakmayın konuşanlara!
Memleketimin her karış toprağı
Onlarca yıllık ağaçların tohumları
Balçık sıvalı evlerin arasından
Sesi sadece gecenin sessizliğinde duyulan
Ay ışığı altında incecik bir ip gibi görünen
Görevi sadece simyiyah kum taneleri ile
Geçtiği yerden taşıyabildiğini uzaklaştırmak olan
Dereler tanır bizi.
Karşıya geçmemize yardım için kayalar
Ağaçtan köprüler barındırırdı bağrında.
Çok cenaze geçirdik üzerinden.
Çok geçtik üzerinden okula gidebilmek için.
Yollar Arnavut kaldırımıydı o zaman
Simsiyah dört köşe taşlar.
Sivri. Toprağın bağrına saplanan.
Ne şehitler taşıdık üzerinden tekbirlerle.
O acıya dayanamazdı onlarda.
İnlerlerdi, oynarlardı yerlerinden.
Bakmayın söylenenlere.
O taşlarda tanır bizi.
Minareler bağırırdı sırasıyla.
Şehit isimleri yankılanırdı gökyüzünde
Kahvelerden fırlardı insanlar caddelere
Saygıyla eğilirdi. Karışırdı kalabalığa
Musalla taşına konduğunda görürdü şehitler
Getirenlerin canları olduğunu.
Nöbette beklediklerini.
Tekbirler getirilirdi.
Lanet okunurdu teröre.
O musalla taşları da,
O cami avluları da tanır bizi.
Çünkü şehitler o zamanda yalnız değildi
Taşıyacağız yine gururla.
Birilerine inat yine dolduracağız avluları.
Çünkü o avlular tanır bizi.
22.07.2006 / 18.00
Bedrettin Naim ArslanKayıt Tarihi : 22.6.2007 18:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
SELAMLARIMLA
Birilerine inat yine dolduracağız avluları.
Çünkü o avlular tanır bizi.
Tebrikler...
canı gönülden kutluyorum...
Saygılarımla tam puan...
Birilerine inat yine dolduracağız avluları.
Çünkü o avlular tanır bizi.
tebrik eiyorum yüreğine sağlık
saygılarımla.............
TÜM YORUMLAR (16)