-Lise'1 in ilk haftasıydı. Dersler genelde boş geçiyordu. İlk yılın heyecanı ve acemiliği devam ediyordu.
İlklerin hecelerinde kelime olmak ne kadar zor. Zorluğun hoşluğunda onu gördüm.
Sınıfta orta sıranın ortasına gitti.Orta direk bir ailenin ortaca çocuğuydu.Orta boylu,saçlarını ortadan ayırmış
ortaokulu ortayla geçmiş orta halli bir çocuktu. Sevimli, bir o kadarda gamsız ve rahattı.
Kantinden bir simit almıştım.Ders zili çaldı, öğretmen henüz gelmemişti.Simidin bir parçasını ona uzattı.
Mertcan simidi alıp teşekkür etti.Simidi elinden alırken ellerin ve simidin sıcaklığı birleşti.
Önce içten bir tat, sonra dıştan tadımlar başladı. Aşkın mutluluk resimlerinde fotojenik anlar uçtu.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim