Tanıdık Bir Diyar Sevgi - Garib Çoban

Tanıdık Bir Diyar Sevgi- Garib Çoban

Bismillahın sessizliklerinde yüce g/özyaşları taşıyan insanlara her zaman derin bir sevgi besledim.
Sadece sevdiğin biriyle birlikte teheccüt vakti olmak.
Bu şeyler mutluluk yaratır arşıl azimde.
Yalnızca gerçek sevgi ve şefkatle dünyada kırılanları onarmaya başlayabiliriz.
Bütün tırtılları öldürürüz, sonra hiç kelebek olmadığından şikayet ederiz.
Tüm kırık kalpleri iyileştirmeye başlayabilecek olanlar insan soyundan bir şeydir.
Şems vakti ağlayan gönül, sensin sarhoşluğu getiren şarap.

Hikaye işi uzun, eline, beline, diline sahip olmadan Fatiha şerifin sırrına eremeden, insan olunmuyor.
Gönülde asla emin olmadığı bir şey olsa da insan.
Denizin dalgaları gibi duaysa onu her zaman özlemle doldurur.
Şems vakti sessizce ve yaygara olmadan, içimdeki hassas bir şey kırıldı.
O zamana kadar orada gönlün olduğunu bile fark etmediğim bir şey.
Hayatın hikayesi, çok çabuk yaşlanmamız ve çok geç akıllanmamızdır.
Şems vakti ağlayan gönül, sensin sarhoşluğu getiren şarap.

Sırdan gelip sıradana olan düştü gönlüme.
Ay ışığında yıldızlar gibi kalan vazgeçilmez anlarda, ecelinden evvel ölenler geliyor duaya.
Sen Hakk'ı yabanda arama sakın.
Senin yanında âşıklar kanatlanır uçarlar.
Kalbini pak eyle Hak sana yakın.
Hallerin yakınından tadından geçer hep sana geliyorum teheccüt vakti.
Şems vakti ağlayan gönül, sensin sarhoşluğu getiren şarap.

Sadece seni mutlu görmek için her şeyi yapanlar seni hak eder.
Ve gülüşünde yıldızlardan daha güzel bir şey görürsün.
Hayat o kadar kısa ki kavgalara, dargınlıklara ve savaşlara zaman yok.
Sadece sevmeye zaman var ve sadece bir an sürüyor.
Hor bakma toprağa, toprakta neler yatar.
İnsana hor bakma g/özünü sakın.
G/özlerinden dünyalık putlarının gölgesini saçarlar.
Kalpten kalbe b/akan kardeşler insanın bin türlü derdini çözer.
Şems vakti ağlayan gönül, sensin sarhoşluğu getiren şarap.

Dünya, o yari düşte görüp hayal etmeye cesaret edenlerin.
Ve hayallerini yaşama riskini göze alanların elinde gel gör beni aşk neyledi dedirtir.
Ben senin kapında toprak gibi oturmuşum.
Günlük hayatın çözülemez sıkıcılığıyla, anlamsız ya da derin yollarla savaşıyoruz.
Ölmüş ama uzun ömürlü olanlar, yoksa başkaları rüzgâr gibi gelip geçerler gönülden.
Dost elinde cümlesini insanda bulduk erenler.
Şems vakti ağlayan gönül, sensin sarhoşluğu getiren şarap.

Mesele neyin güzel olduğu değil.
Neyin sevgili olduğunda.
Herkes kendi sevgilisinin savaşında.
Herkesin sevgilisi kendisine güzel!..
Görenedir görene, köre nedir köre ne!..
Yemyeşil ağaçların yapraklarına ibret gözüyle bir bakan her akıllı kişi!..
Görecektir ki, o ağaçların her bir yaprağı, hakikati şerheden bir kitaptır.
Kitap'sız kimse yoktur!..
Herkes kendi kitabından konuşur.
Herkesin kitabı, aynı zamanda dinidir de.
Şems vakti ağlayan gönül, sensin sarhoşluğu getiren şarap.

Mesele şudur!..
Kitabım dediğin kitabını, ondan iddialarına ispatlar getirecek kadar biliyor musun?..
Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin. Sâffât-157)
İmansızlar, Allah'ın emirlerini yerine getiremezlerse.
O emirleri gereksiz görürler.
Peki iman sahipleri?..
İman eden kişi Allah'ın emri olup kendisinin yapamadığı hususları gereksiz görmez.
Bunu kendi eksikliği olarak görür.
Şems vakti ağlayan gönül, sensin sarhoşluğu getiren şarap.

Beni ölümsüz zamanlarda zamansız kılıp, bir garibe çevirmekte teheccüt vakti.
Yalan yanlış aynalarda donup kalmış insanın maskeleri.
Ve sonra karşımıza dikildiğinde bir yabancı içi akşam dışı gündüz olan bir yabancı düşman.
Kimdir yansıtan varlığı bize bile her yerde ayna olan.
Acılarımız ve hazlarımız karşısında en kutsal, kimdir bizi bize yansıtan.
Puttan bir gülümseme boş maskenin ardında ise kalır anlaşılmadan gönül.
Şems vakti ağlayan gönül, sensin sarhoşluğu getiren şarap.

Sevgiye ikna olmayanlar, nasıl ikna edebilirler ki?..
Hakikati gür bir sesle haykırırsanız kalbinde hakikat sevgisi olan birkaç kişiyi ikna edebilirsiniz.
Fakat hakikati mırın kırın ederek anlatırsanız hiç kimseyi ikna edemezsiniz.
Ve son acılarım uğruna ben ayrılık istemedim.
Ve taçlandırmak zorundayım acılarımı, sonbaharda savrulan yapraklarla.
Yüreğimde boğuşmakta fırtınalar.
Bağrımda dağlar birbirine girmiş, kanamaktayım yağmur damlaları gibi.
Şems vakti ağlayan gönül, sensin sarhoşluğu getiren şarap.
(Y.ed - Şems Vakti Albümü)