Nasıl sızıyor sana olan özlemim kalbimin yas tutan siyahlarından
Bu çocuk bedenime senin ellerin değsin istiyorum anne!
Senin aya'larının sıcaklığıyla uyumak istiyor ruhum
Özlüyorum seni anne Çok! Özlüyorum
Gel anneciğim tut ellerimi, neden bu üryansız günahlarımız?
Kim yüklenecek yağmur altında ki gözyaşlarımın bedelini?
Ulvi bir sanattır karşımda duruşun
Nezaket bir liman sığındığın
Eda’n çağlayanlar gibi heybetli
Hayatındaki kırıklar sağlam alçıda
Gölgelerin karanlığında çekilmiş olsa da tetik
Sızlıyor her yanım
İçimdeki ılık kan demleri damarlarım harici geziniyor gibi
Bakma böyle eğlendiğime sağım solum acıyor bugün
Denizin mavisinde miyim?
Ağaç yaprağının yeşilinde mi?
O kadar netlikte akan deryamda
Söyle ağacım kim kırdı dalını kim bastı damarına
Söyle yıldızım kim matlaştırdı yakut gibi parlayan alâyişli halini
Kim söndürdü heybetini asuman?
Yalan bakan gözler mi?
Yoksa söyle riyakârca sözler mi?
Farkınızda değiller diye kızgın mısınız?
Ne acı bir son
Ne hüzün dolu bir veda
Ağlayarak bakar gözlerim mezar taşına
Bir ölü uzanmış boylu boyunca
Toprakla sarmaş dolaş bedeni
Diğeri kuru bir divanın üzerinde kendinden bihaber
Kum değil ki bu tanesi olsun
Cam değil ki kumu olsun
Ağaç değil ki bu kalemi olsun
El değil ki bu kalemi tutsun
Yazmak isteyen yürek özünle dolsun
Kayıramam seni, benim taş duvarları oluşturmuş gururumdan ey sevgili
Acılar kökünü oluşturdu hayatımın
Mutluluklar ise dallarını
Gurur ruhumun mabedini
Sevgi hayatımın rengini bezedi.
Arzuların sığınacağı liman ırak kaldı, yaşanılan hayattan...
Alıkoyma beni kaderimden git
Yarenim, soluğum, sırdaşım,
Anlayanım, anlatanım,
Tamlayanım, tamlatanım o benim
Sır perdesi değil yaşam hakikatli gözlere
Cenk etmek neyine hükümsüz kaderinle
Görüyorum yolcu seni
Sessiz sessiz kaçmak var mı?
Seriyorum öteberi
Bakıp bakıp geçmek var mı?
Nice yıllar aradın ya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!