Ben seninle Fransa'da,
Eyfel Kulesi'ne çapraz bir klüpte tango yapmak istemedim ki,
Yoktu böyle ideallerim.
Aslında ben kimseyi seveyim diye de ölmüyordum,
Ölmedim de.
Nereden çıktın bilmiyorum?
Nedir bu bitmeyen savaş onu da bilmiyorum?
Ben kimseyi sevmek,
Aşık olmak istemedim,
İstemedim kucak dolusu hayaller peşinde koşmak,
Tembelim ben esasen,
Kimsenin bıraktığı bavullarla da uğraşacak halim yok,
Bunları neden yazdığımı da bilmiyorum.
Aşk benim bedenime küçük dostum?
Benim ayarımda insan yok çünkü.
Hem bu aşk dedikleri şey
Kaç beden giyer, onu da sormadım?
Sevgili dediğin nereye kadar,
Seni kaç kez aldatırsa affedebiliyorsun?
Yoksa aşk alıklaştırıyor mu insanı?
Gözlerin kör,
Kulakların sağır mı oluyorsun?
Söyle kaç kez boğuyorsun kucağında sevdanı?
Kaç kez doğuruyorsun?
Bu defa bitti diyebiliyor musun?
Yetişebiliyor musun kaçırdığın trenlere?
Seni duyuyorlar mı?
Ya da sevmek kime yakışır,
Kimin hakkı?
Ben seninle Fransa'da
bir gece yarısı
tango yapmak istemedim ki,
Leylaklar adamadım adına,
Güller, nergisler,
Papatya falı bakmadım hiç mesela,
Seviyorsa seviyordur dedim,
Şiir yaptım ben bu aşkı,
Şiirler kadarsın,
Şiirler gelince geliyor,
Şiirler gidince aşk doluyor heryere.
Havaya, suya, toprağa,
Geceye, gündüze.
Ben seninle Paris'in her hangi bir sokağında ellerin terlemiş bir halde öpüşmek istemedim ki,
İstemedim ne gecelerimi bölmek bir Dünya sebeple,
Aşk yaşamakta istememiştim.
Kendisi geldi damdan düşer gibi.
Sormadan,
Danışmadan
Aşk,
Bir baktım gelmiş.
Kurulmuş yüreğime.
Mine Yılmaz Sevinç
29 Mayıs 2023
17:05
Kayıt Tarihi : 18.5.2025 08:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!