Ağrı’da doğdu; doğduğu yer önemli olmasa da sordular ona ne olmak istiyorsun diye, asker dedi; askere özendiği bir dönemde, polis dedi, doktor dedi ama hiç Şair/yazar demedi! Sonra sordular ona, ya bu çatışmalar onlar ne olacak diye, çünkü savaşın dibindeydi, çatışmaların her geldiği gece bir kargaşaya sahneydi ve o en ön koltuktan seyrediyordu…
Soru soruldu, cevap alındı, cevaplar sorulanlara ve zamana göre değişti / değişmeliydi elbette… Değişmeyen inadına umut!
Sırtına yalnızlığını yükleyip terk etmeyi de bildi, serde erkeklik var d ...
Başımı ellerimin arasına alsam da
Sorsam kendime bu defa
Sevmek için seven sadece
Kaçırmamak mümkün mü hem
De-fa-lar-ca bıçaklanmışken
Geçmiş olsun küçük dostum
Nasılsın şimdi var mı bir gelişme
Daha iyice misin yani
Demem o ki dibinde misin çukurun
Yok mu kurtulma şansın
Birilerinden yardım istesek
Bir ağacı salınmaya iten nedir
Bir kadını ağlamaya
Aşığı yalvarmaya
Karanlık ışığın olmadığı yer der ehil
Karanlıktan kaçarken insan
Hangi özürler yüklenir
Gülü solan ruhuma
/çingene pembesi/
Gurur çıkmazlarında
Hangi ayaklar getirir sana
Yüzünü sakladığında
Anılarım, acılarım
Gözyaşım ve sen
Ah bir bilsen
Bilsen de gönlümdekini hissetsen
Yağmurda toprak
Rüzgarda ıhlamur kokan sen
Meşguliyetimin bâriz sebebi
Yalnızlıkla yoğrulmuş bir düşünme hali
Sıkıntılar yakamı bırakmıyordu
Zaman zaman herkesin diline peydah olmuştu
/söylediklerim/
Dilimden hiç düşmemişti
Sana ilgisiz bir kentten yazıyorum dünya
Yağmur yağıyor şu anda
çocuk ağlıyor
Ve halen bulutlar kapkara
Sana sevgisiz bir köşeden yazıyorum
Aşkla dalga geçmeye hakkın yok senin
Maytap geçmeye duygularla
Denize işemeli mi yoksa
Neyimize mavi
Dur yolcu basma kalp kapakçığıma
İnsan sarrafı ruh üfler
Ete bürünür ömür bihaber
Dünya ile akran dizelerim
“tanımadığım bir suret buldum düşümde”
Ne mektuplar yazdım
Ne yalanlar söyledim
Gerçek için
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!