Tandırın Ateşine Ben Yandım
Tandır yakmış gökte güneş
Vurmuş sarı sıcağını yeşil örtüye
Tüter buğusu çorbanın doyurmayan karınları ovada
Yüce dağın engininde alabildiğine mavi gök
Uzanmış taze gelinin ardındaki belikler başak başak buğday
İrice bir at sineği vızıldar rahat vermez bir türlü
Çİzer bağrını gelinin havada iki çizgi içinde yüzlerce insanla
Çoban köpeklerinin sesleri karışıyor
Derede avurtlarını şişiren kurbağaların şarkılarına
Bir horozun çığlık çığlığa uyarması sırada
Kalk diyor uyan artık uyuyan tembellere
Aç gözlerini bak üstünden yorgan gitmiş
Yatağın sidikli çarşafın kirli kalk temizlen
Yetmez mi yattığın yıllarca döşek içi oldun
Tavuk ben yumurtladım der bak gıdak gıdak
Yazık yok follukta almışlar iki arpa tanesini gagalarken
Arı diyor ben balımı yaptım ama petek boş
Bir çanağa konan şerbeti neyleyim ben balımı isterim
Eşek ayıp ayıp diye anırır eşekçe anlayan kim
Yel eser üfürür sus sus der itaatli ol
Dere ben akar akarım der sen hep bakarsın
Nasıl tanrısın ki hep beni sınarsın
Yok mu kandıranı sınavın hep kananı
Sanki beş vakit sabredin itaat edin buyrulduğunu söyleyen imam
Sahi hep emekçiye isyan etmeyin diyen
Bu dünya imtihan yeridir düzene karşı gelmeyin diyen imamın
Duyanınız var mı ağaya
Patrona karşı bir çift laf ettiğini düzene
Hep mi işçi emekçi hep mi yoksul köylü sınava girer
Ağası paşası patronu ne zaman imtihan edilmişler
Ne zaman geçmişler sırat köprüsünden sınavdan
Anır eşek anır ayıp ayıp de
Sen söylersin ama eşekçe olmaz ki anlayan
İnsanlar susturulunca eşekler söyler lakin anlaşılmaz çünkü eşekçe
Bilmezler oysa kendilerine söylendiğini eşekler
Hacı leylek tak tak eder çalı çırpı yuvasında
Çarpmaz onu direğin elektriği takırdar durur toksa karnı
Süzülür gök yüzünde uçar durur yoksa tasası
Uzun gagasıyla tarlada bulduğu üç beş tane yeter ona
Faize mi yatırsın pay senedi mi alsın yatırım mı yapsın
Altının gramı kaça bir iner ovaya bir çıkar yuvaya
Her inip çıktıkça vurur birileri avını
Çark böyle kurulmuş böyle döner bu dünya
Allah’ a hamd olsun elhamdülillah yok durduran
Böyle gelmiş böyle mi gidecek bu devran
Kalk Ahmet kalk
Sana yok istirahat
Koyunlar otlar kendi sütünü sağamazken
Arılar kendi balını yiyemezken
İki arpa tanesine yumurtasını kaptıran tavuğa ses çıkaramazken horoz
Su akar sen bakar
Yel eser sen serinlerken
Güneş ensende boza pişirirken sen bir şey yapamazsan
Sana uykular haram
Kalk bağır bağır bağır ova inlesin
Bağır kurt kuş börtü böcek dinlesin
Horoz ün ün ünlesin
Aşa Gadının gızı gaçtı
Çulluk deşer dibini kim kime kaçtı kim kime kaçtı
Çomar inanmaz ürer laf laf
Uysal kedi hemen taş koyar yalan yalan
Oysa karakaçan demişti duymadılar sahi sahi
Tavuk bile demişti git bak git bak
Ördek teselli eder vah vah
Yürü kaldın akılsız hayvanlar arasında
Sen ne dersen boşuna
İnanan olmaz sana
Ne zamanki…
O zaman yetiş fatihaya
Heyhat boşuna! ..
Kayıt Tarihi : 19.6.2016 17:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tüm Emekçi Babaların BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN! ..
şiir yaşama sevinci mutluluktur
hayırlı bayramlar sevgili dost
selam ve saygılarımla
dinle kandırılan toplumların yapısı böyle işte.
duyarlı kaleminize sağlık
Zaman çürüdükten sonra ses çıkar mı... Hiç sanmam...
Müthiş şiir.
Kaleminize yüreğinize sağlık...
Saygılar..
Yakan başka, yanan başka.. 'Kurunun yanında yaş' gibi mesela..
Tebrikler Ahmet Bey.
TÜM YORUMLAR (8)