Tan vaktidir bizi geceden uyandıran

Tan vaktidir bizi geceden uyandıran
Düşer ayın harelerinden göğsümüze aşk
Sen yıldız yıldız çoğalırsın gecemde
En gerçek tanığım ellerindir
Uyanır yaprağı besleyen güneşle şafak
Bir lütuf gibi bakar güneşe gözlerin
Hiddetindendir beni vuran sözlerin.

Ellerime sinmiş gül kokusu akşamlar
Ezelden aşinadır adın kalbimden taşar
Kimselere soramam seni
Bir teselli gibi düşersin içime geceleri
Utanırım sensiz açan sardunyalardan
Nazlı aşkları çeker hazanda güz gülleri
Geliversin artık beklenen geceye o sevgili.

Sen hep merhamet derdin
İşte dayandı kapına aşkın merhamet şarkıları
Duyulmaz oldu şehir ve son vapurun sesi
Aç kalbini gecenin çınlayan sesine
Ölgün güneşi terletir o sevdanın busesi.

Gece öyle anlamlı ve derin ki
Hangi galaksiye baksam
Mesafelerde yalnızca sen varsın
Sen varsın Venüs’ün bakir yüzünde
Sen yıldızlardan hayalime akarsın
Kaybolmak istiyorum
Aşkın o aşina bakışlarında
Kaçamaz hiç bir seçenek
O bakıştaki aşinadan
Sanki yansımanı görüyorum
Kalbime açılan aynalardan.

Derman sendedir aşka giden yolda
Ferman dinlemez mecnunum
Renginde kaybolan ummanın da
Bir katrenin sırrında okyanus olurum
Damıtılmış çekirdekte bir damla suyum
Aklım yetmez sana
İzafi bakışlarda yangınlardayım.

Hiç kimse ürkütücü sanmasın beni
Yorgun akşamın hücresidir öpen seni
Sadece ellerimden düşen aşksın geceye
İzbe yerlerimi ısıtan sevdanı sevdim
Seni geceye hevesli aşkımla bekledim.

Akçay - Ekim – 2008