Eprimiş bir ölüm tenidir dokunduğum
hiçbır ısıyı alamıyorum....
YEŞİL...
Hüzün esiyor sigaramın dumanına gözlerim içimden sözcükler istiyor
oysa bütün kelimeler eprik,
tükenen sesime biçimlenen tüm tınılar
sana yenik
Var mısın? ...
bitmediysen sen bende
hala kalıyorsun demek
o halde,
yaşıyormusun? ....
LACİVERT....
Ses yalnızlığı çarpıyor düşüme
adına sızlıyor yaşam
kaç bahar yitirdiysem ölümü içmenin
hazzını yaşadım,
yitirdiğim güz fazladır bahardan
bu yüzden ben yokoluşu kutsadım...
ESKİL SARI...
Ağzımda hiç tatmadığım kelimelerin kıvrımları
içimde kendini silebilecek bir gölge
yönsüz ve aylak
uçarı ve kendinden sürgün.
Artık duyamıyorum sesini
kalbimi her defasında sıyırıp geçen o esintiyi
sıyrıklarında geziniyor şimdi elim
ki her yara ölümlüdür silinebilir,
izi kalmaz gidebilir...
TURUNCU....
Sesimi yitirsem bile
her gece yinelenen sızıltılar nasıl dinebilir
ürkünç bir sağırlığamı tutuldum bilemiyorum
kalbimi sıyıran o esintiyi alamıyorum
gülüşlerin dilsizleşmesi, hissedişin lal
kalışımıdır...
ey ruhumu esriten ses! ...
öldürememenin azabını yaşıyorum,
yağmurlar değmiyor artık
kanı çeneme süzülen gözkapaklarıma
Yusuf Varol
Kayıt Tarihi : 30.7.2005 02:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!