Bir bahar akşamıydı ilk umudum.
İlk isyanımdı benim kızıl şafaklar.
Asiydim ben rüzgara karşı
İlk vuruşuydun yüreğimin, ilk göz ağrım.
Sıra dağlar gibi kocaman bir yürek ister
Engin denizleri bir kulaçta aşmaktır sevda
Var gücünle gitmektir gidebildiğin yere kadar
Alabildiğine uzanan yemyeşil kırlarda
Lale sümbültoplayabilmektir
Sensiz geçen bir günü daha ezdim avuçlarımda
Buruşurup bütün hırsmla attım çöpe
Ondan kalan özleminle başbaşayım şimdi
Serimde ise hayalin sımsıkı sarıyor beni...
Ne kadar yaşadımsa bugüne kadar,
O kadar çok sevdim yaşamayı
Ve ne kadar çok sevdimse,
O kadar daha yaşamak istedim
Yaşayamayacağımı bildiğim halde.
Gece usul usul pencereme yağarken
Kendi karanlığımda yitirdim yalnızlığımı.
Beni bir de yalnızlığım terketmişti!
Ondan arda kalan yalnızlığım,
Nerdesin..?
Beni kendine mahkum etme...
Yirminci yaşımın en taze duygularını
Hüzünlenen gözlerimden akan yaşlarla yoğurdum.
Bir mektup yazdım yare kasret kokan.
Bilmem kaçıncı kez ölmüşlüğümün feryadını
İçimdeki sevdanın küllenmiş ateşinde kavurdum.
Beklemek midir kimi zaman
Aşkın erdemine yakışan?
Kaçmak mıdır yoksa
Yaşanmışlığa onur veren?
Ölmektir belki de aslolan
Bir mektup gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!