Oturduğun yerlerden kaç tane acı kaldırdın söylesene
Sedası uzanmış yorgun günlerin ardından gittiğin yerlerde
Kaç şifa-i bahş dindireceksin bundan böyle kim bilir
Ufak tefek dalgalara takılıp kalan anılarında talan edilmiş
Yaşantılar, geçmiş günlerin nadan kalabalığında yok olmaya
Sıkışan yüreklerde hüzünlü gözlerin saydam tuzuna ramak
İllada birileri için ağlamak, illada birileri için üzülmek
Eğer öyleyse bırak kalsın acılar halli mahşer kalabalığına
Hayat gülümseyen direncin yılgınlıklarında kalır
Vurur adamı kimsenin rôlüne bakmaz masumiyet,
Seyrine daldığı insan manzaralarında kaybolur önem
Hatıralar gökyüzü olur, bir yanında eksiklik meselesi
Hem nefret ediyor insan, hem onsuzda yaşanmıyor
Demiştin Topkapı sarayı’nda beşer-i kalabalığını izlerken
Onlar tüketen, tebbesümü konuşan düşüncelerden ibaret
Efkâr ötesi, tasadan beri, iki bulut arası, madde tutkunu
Gözlerini hiç bir zaman doyurmayan bu beşer-i mahlûk
Tebessümü örten inci beyazlığı aşk adam, aşık Talip
Öyle farklıydın ki, öyle seçiliyordun ki bedenin ve ruhunla
Hakk’ın zikrinde dalıp giderken, yaşamın akl-i güneşi gibi
And olsun ki aşktın, aşığıydın münezzeh incisi maneviyatın
Mutlu kılar mı insanı aşksız bir yaşam söylesene azizim
Biz dünya nimetlerinin tamahkârını giymişiz kaftan gibi
Aydın gün nerede diyorsun, hâlbuki günü aydınlatan güneş
Gözlerimize düşüyor da, haberimiz yok manen insanlar kötü
Pendik 26/10/2009
Sevgili ÖzbekKayıt Tarihi : 12.1.2010 15:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Talip Çetinkaya
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!