ne top tüfek, ne de bomba tarzımız değildi asla
biz yağmurduk sele doğru, sel gider boğmaya doğru.
En son tabloları indirdik duvardan
Ve göçmenin zamanı geldi.
Suya yazılan yazı gibi,
hiç yaşanmamış gibi.
kader, kısmet,umut,istek
katar katar olmuş gider
gün batarken tepelerden
ellerini sallar gider
bir noktayım yerim küçük
Hey! tatlı kuş,
pencereme konar mısın?
bana pembe bir öpücük verip,mavi bir şarkı söyler misin?
tabi mi dedin?
teşekkür ederim,çok mutlu oldum.
şu gezegen,ne yakın,
gidip düzensizliğimi kursam,
düzensizleri çağırsam,
düzensizce yaşasak.
bir odada toplanmış bu dünya.
bir odada yetmiş yedi millet,
her milletten bir eşya.
eşyaların ruhunda anlamadığım dilden şarkılar,
adeta karma bir koro ve altında müthiş bir armoni,
bir tütsü eşlik ediyor ince ince..
uzak,çok uzak
iliklerinde hissedersin yılgınlığı.
bir pişmanlık sarar içini,
görecek ne var diye.
sonra yavaş yavaş bir büyücü,atar büyü tozlarını,
sıcak eğer başını,
iki kadın,camdan baktılar
iki kadın plan yaptılar.
iki kadın,
kalpleri pamuk,
gözleri çelik,
elleri olta.
Masada kalan geceden izler,
sabaha küsmüş,kendini gizler
silen ellerimi sanki küçümser,
silme der gibi geceden izler.
domates lekesi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!