Kalem tuttuğundan bu yana yazıyor.
Doğadaki sessiz bir manzara,
Gönlümdekilere ihtilal yapıyor.
Güzelliğini anlatıyor hâlâ,
Bana her şey seni hatırlatıyor.
Kayıtsız sessizliğine karşı,
Toz pembe heveslerle açarsın gözünü
Son kez sitemli bakışla kapanır
Top kovalamasından ibaret günler
İnzivaya çekilmiş bir çınar gibi
Baston dayanmacasına dönüşür
Şu uzandığımız çalılarda
Yeşilinden geçilmeyen dağlarda
Yattığın yataktaki yorganda
Başına geçirdiğin o kasketin altında
Terk edip gittiğin bastonunda
Bazen hâlâ arıyorum seni
Düşünceler, aşkımızın ilk anı.
Düşüncem kadar büyük olamadı.
Hatırladıkça içimi parçalayan bu acı,
Sahi var mıdır yaratılışımızın amacı?
Düşünceler, yalanların baş tacı,
İnsan o kadar çok büyür ki;
Arkasında dağları taşları bırakır.
İnsan öyle bir yok olur ki;
Arkasında bir mezar taşı bırakır.
Dertler tüm deryaları taşırır,
Başka sevdaları ayıran ölüm
Belki bizi yeniden kavuşturur
Sana vermeye korktuğum o gülüm
Mezarımızda elbet bizi bulur
Sevda ateşinden çıkan kıvılcım
Orhan Veli'nin İstanbul'una ithafen...
İstanbul'u mu dinliyorum? Gözlerim kapanmıyor
Ciğerime kara dumanlar kaçmış
Deryadan burnuma vuran müsilaj
Birleşir gönüller bir bayrak uğruna
Bir elden binbir gönüllere
Titresin seslerimiz vatan aşkıyla
Yükselsin yükseldiği kadar
Yükselsin ki duysun bizi şüheda
Kainat kitabından saklı içimde bir sayfa
Üzülmem yorulmam bilirim yanımdasın
Her duanın sonunda kısık sesli aminler
Ete kemiğe bağlanmış yürek sökülür
Kuyuya düşen de bir gün sultan olur
Ateşe hapsolan da yanmayacaktır elbet
Titrer kalbimiz senin aşkınla
Ulu mabedler girer hülyamıza
Bizi uyandırma ey Allah'ım
Şiirimiz onunla yanar
Şefaat ya Resulullah!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!