Tal
I.
güzelliğe salınan her ne varsa onun hatırına
gök yüzünden damlayan yapraklar
yağmur kuşları
kan öpücüğü
bir koku saçımı
dünya
ukala bir açı
pergeli aslından uzaklaştıran
her şeyin göğe ait olduğu bu yerde
yürüyorum,
yüzüm ay çiçeği,
gece güneşi yutmadan önce,
kuşlar ısrar etmede
onların yörüngesinde yürümem ve ölmem için
kuş birliği, aslında iyi bir iş birliği
avcının bilip de bozmaya kıyamadığı
haset çatlatan cinsten
uzaklığı doldurup görülesi kılan
ve soğuğu dondurup içimizi ısıtan,
ne varsa
o yöne yürüyorum
bir kuş belki uçabilir gövdeden ayrılmadan
ama insan öyle değil
kanat çırpmak acı veriyor
çakıllı bir zemine çakılmak sonra
rüzgara karşı yaşamak
belirsiz ama görünür kılan bir ışıkla
her şeyin göğe ait olduğu bu yeryüzünde
kabarıp doğuran dalgalara dokunmak
yakıyor bir de
can çekişen balıkların çığlığını duyarak
balinanın yalnızlığı
hüzne boğuyor,
ve rüzgarın koordinatları
karınca yuvalarına iyi gelmiyor
hepi topu derdim bu,
pelikanları sevmem bir de
gagaları midelerinden büyüktür diye
ama görsen nasıl da canım sıkılıyor
zamanın kafa tasını kırasım geliyor
II.
gördüm ki ağacın birini köklerinden asmışlar
kargalar üşüşmüş
kılcal damarlarını didikliyorlar
çatlayan tohumları ürkütüyor
bu, gün kendinden caymış, baygın yatıyor
bıldırcın yumurtası gibi lekeli yüzünde
baş başa kaldım kendimle
ruhuma çullanmış bir titreyiş
sade bir tartmak biliyorum
eğriyi ve doğruyu
kim bilir bir daha tekrar ne zaman
çiçeğe durabilirim
gecenin kara deliğinde
bir başına, ölmeden
ama doğmadan da
göğün saçlarını karıştırıp
uçan kuşların muzipliği kadar
gülünesi buldum hayatı
obruk tepelerin
ve kuşatılmış suların buruşukluğunadır saygım
çünkü narindirler ve yıkılmış
bir kavrayıştan azı sebep olamaz buna
güzelliğe salınan her ne varsa onun hatırına
gök yüzünden damlayan yapraklar
yağmur kuşları
kan öpücüğü
bir koku saçımı
dünya
ukala bir açı
pergeli aslından uzaklaştıran
aklımın gönderdiği donanma
malup,
hislerimin ayaklarıma dolandığından habersiz
mahçup,
oysa bir gök gemisine binip
gitmeyi düşleyen ben
sakinim,
çünkü kendimi bildim bileli
dik açılar üzre açıldım göğe
ve kaçtım yıldızlara paralel
mümkün olduğunca uzağa
iki ayaklıların şerrinden
ama yok
değildi gözüm,
yükseklerde olana
yakın olmaktı dileğim
ateşin ve külün taarruzunda
zamanın obur açlığında
biçimsiz ve kalabalık bir sessizlikle
böyle böyle
akardı hep dudağımdan
künhüm ve yekünüm
Kayıt Tarihi : 6.10.2018 00:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
00000

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!