Takvimlerinde adım geçse de

Şehvetin bulandığı dünyayı istemiyorum
Takvimlerinde adım geçse de
Bana beyaz sayfalarım yeter
Ve mısralarımda kokan güllerim

Şehvetin bulandığı dünyayı istemiyorum
Takvimlerinde adım geçse de
Bana umudun döllendiği yarınlarım yeter
Ve çocukluğumdan kalan günlerim
Her gecemde sabahı beklediğim gibi
Beklerdim sokaklarımda seni
Kaldırım taşlarının çamurlu gözeneklerinde

Şehvetin bulandığı dünyayı istemiyorum
Takvimlerinde adım geçse de
Bana bozkırımda yorgun akan sularım yeter
Ve ağzımda kanayan dualarım
Kırılsın aynalar artık
Yüreğimi kor, saçlarımı hor gösteriyorlar bana
Adınla açılan pencerelerden

Şehvetin bulandığı dünyayı istemiyorum
Takvimlerinde adım geçse de
Bana yüreğimde donmadığım kışlarım yeter
Ve sıcak hüzünlerde kefensiz yatan sözcüklerim
Kapansın artık defterler
Fethedemediğim gönül kalem, bir bıçak gibi gelir bana
Tarihler yazmasın artık seferleri mi

Şehvetin bulandığı dünyayı istemiyorum
Takvimlerinde adım geçse de
Bana fecrin atışını beklediğim sabahlarım yeter
Ve toy, düğünü yaşadığım düşlerim
Kaygandır zemin
Zehir etkisinde zaman
Saatler neden suskun?
Kuşlar neden ötmüyor eskisi gibi?
Bu yolun mecnunlarını düşün
Karanlığını dağıt
Işıkları topla yüreğine
Bir daha dönmeyeceğine ahdet
Gir bu yola, dar ve uzun sokaklara
Çıkışın huzur ola
Kara sevda burcunda bekleyen ben
Kavuşayım huzura.