Takvim Yaprakları/Bugün
Bir takvim yaprağı düşerken, "kendisini terk eden bir kalbin," vedasını yazar arka sayfası. Biliyorum, aklımıza mıhlanmış bir çok takvim yaprağı var ihtiraslarımıza dair. Bazı geceler, saçlarından düşer takvim yaprakları yastığına; sonra, gecelerin ihanete bulanır, sen bana soyunursun, benle sevişir, benle uyanırsın; sonra, utanırsın kendinden, yanındakinden, en çok da takvim yapraklarından. Ben kanepemde, televizyon açık, sigaram yanık, önce gözlerimle birlikte başım düşer, ardından ellerim, en çok da ellerim düşer saçlarına sana uyuduğum gecelerde. Sabahları çok güç oluyor senden uyanması, uyanınca gün boyu sana yanması. Alışmak, acıların hafiflemesi demek değilmiş; alışmak, her takvim yaprağı düşerken acılarına sarılmakmış. Herkesin günleri aydın, benimse rüyalarım. Perdelerim kapalı, gözlerim kapalı, bir tek, bir tek rüyalarım açık. Böyle olunca gitgide uzuyor gecelerim seninle. Uyanınca yangınım herkese sıçrıyor. Kime dokunsam, kime sarılsam, kimi sen sansam yakıyorum. Hangi işe elimi atsam, hangi kalabalıkta senden kaybolsam mutlaka bir takvim yaprağı düşüyor önüme. Biz, biz'i öldürüyoruz, galiba biz bunu bilmiyoruz.
Kimseler bilmiyor. Biz bunu hak etmiyoruz. Yaşanmışlıklar kabul görmezken beyhude edilişini, bir takvim yaprağının arka sayfasına ekliyorum: "Kendisini terk eden bir kalbin vedası," çok ayıp bir terk ediş, çünkü, bir tarihin yıkılışı, çok büyük bir kayıp!!!
Samet KALABAK
30. 09.2014
Samet Kalabak
Kayıt Tarihi : 14.10.2018 00:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)