Bir gün daha gitti ömürden ve de bir yıl daha
Belki son gecedir bu yaşanan, çıkılmaz sabaha
Takvim de son yapraksa, zaman yoksa eyvaha
Anlam veremezsen âleme, ulaşamazsın felaha
Duvardan ayrılıyor dostlarım gibi teker teker
Eriyor ömür, yapraklar gidiyorken birer birer
Bırakıp gittiler canlar, cananlar ve daha kimler
Anlamak isteyene gerçekleri anlatır takvimler
Kimi masa da kimi duvar da hatta cep de kimi
Birer birer seyreder çekip giden dört mevsimi
Bekler insan, eceli bekler gibi geçsin diye vakit
Şubat’ı, Mayıs’ı, Haziran'ı ya da Eylül ve Ekim'i
Kaç takvim daha bitecek kim bilir yaprak yaprak
Sayılı günler belirsiz hesaptan düşecek koparak
Varamazsın hiçbir yere bu hayatta yalpalayarak
Son limandır, son istasyondur, son duraktır toprak
Dünler kayıp şimdi mazide, yarınlar bekliyor sıralı
Takvimler anılmaz oldu, paslanmış zincirleri kıralı
Hesabını vereceğini unutmadan geçirmeli ömrünü
Her doğan ölecektir, bu dünyanın değişmez kuralı
Zaman zaman durdun, koştun, bazen oldun aheste
Son yaprağın hangisi, ömür takvimi hangi nefeste
Bedende mahkûm olan ruh ve bekliyorken vuslatı
Prangalarımla, kelepçelerimle çırpınıyorum kafeste
16.05.2018
Kayıt Tarihi : 18.5.2018 09:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!