akşamları konuşurdu, dilinde bolca küfür,
yağmuru beklerdi belli ki, pörtlemiş gözleriyle..
şemsiyeyi iki kişilik açardı, acıların altında.
eski kadehleri kırmaktan elleri paramparça...
gülüyordu elbet, bilmem ki, göz torbaları doluca,
üstünde eski püskü anıların dağınık saçları.
lal olmuş diliyle dersin ki parya.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman