Takip -Sylvia Plath- Şiiri - İsmail Aksoy

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Takip -Sylvia Plath-

Takip

Dans le fond des forêts votre image me suit. Racine (*)

Beni gizlice takip eden bir erkek panter var:
Bir gün ölümüm O’nun elinden olacak;
Koruyu yangın yerine çevirdi açgözlülüğü,
Güneşten daha fazla gurur duyarak dolanır durur.
En yumuşak, en rahat şekilde kayar şu adımı,
İlerler hep ardımdan;
Tahribatı gaklar ekinkargaları, sıska baldırandan:
Av başlamıştır, ve atlanmıştır tuzaktan.
Dikenle derimi soymuşken sürüklerim kendimi kayalara,
Yorgun argınım sıcak beyaz öğle boyunca.
Damarlarının kırmızı ağı boyunca
Hangi ateştir koşan, hangi arzudur uyanan?

Doymak bilmezdir, atalarımızın kabahatıyla
Kınanmış toprağın altını üstüne getirir,
Çığlık atmaktadır: kan, haydi israf olsun kan;
Ağzının kanlı yarasını tıkabasa doldurmalıdır et.
Keskindir sivri dişleri ve tatlıdır
Kürkünün yakıcı gazabı;
Öpüşleri kavurur, her pençesi dikenli çalı,
Yazgısıdır bu iştahın bütünlenmesi.
Bu yabanıl kedinin uyanışında,
Keyfi yerine gelsin diye meşaleler misali tutuşmuş,
Kömürleşmiş ve kuzgun karası kadın uzanır,
O’nun açlık çeken bedeni için yem olur kadın.

Şimdi tepeler tehdit doğurur, gölge yumurtlarlar;
Geceyarısı örter aç koruyu;
O siyah yağmacı, sürüklenmiş aşkla meşkle
Akışkan kalçaları üstünde, engeller hızımı.
Gözlerimin homurtulu çalılığı ardında
Gizlenir kıvrak olan; düşlerin pususunda
Parlaktır eti mahveden şu pençeler
Ve açtır, açtır, şu gergin uyluklar.
Ateşi tuzağa düşürür beni, tutuşturur ağaçları,
Ve koşarım ben parıldayıp dururken tenimde;
Hangi dinginlik, hangi serinlik kucağına alır beni
Yakarken ve dağlarken şu sarı bakışı?

Hızını durdurmak için yüreğimi fırlatırım,
Susuzluğunu gidermek için heba ederim kanımı;
Yer O, ve hâlâ yiyecek arar gereksinmesi,
Büsbütün bir kurban olmaya mecbur eder seni.
Benim için pusuya yatmıştır sesi, büyüler bir esrimeyle,
Tümüyle yanmış orman düşer küle;
Saklı noksanlıkla dehşete düşmüş ben koşup kaçarım
Böylesi bir ışıltının saldırısından.
Girerek korkularımın kulesine,
Kapatırım kapılarımı o karanlık suçluluğa,
Sürgülerim o kapıyı, her kapıyı sürgülerim.
Hızlanır kan, gonk vurur kulaklarımda:

Panterin adım atışı merdivenlerde,
Yukarı geliyor ve çıkıyor merdivenleri.

(1956)

Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

(*) Ormanın derininde takip eder beni görüntün. Racine

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 16.12.2014 04:29:00
Hikayesi:


Pursuit by Sylvia Plath Dans le fond des forêts votre image me suit. Racine There is a panther stalks me down: One day I'll have my death of him; His greed has set the woods aflame, He prowls more lordly than the sun. Most soft, most suavely glides that step, Advancing always at my back; From gaunt hemlock, rooks croak havoc: The hunt is on, and sprung the trap. Flayed by thorns I trek the rocks, Haggard through the hot white noon. Along red network of his veins What fires run, what craving wakes? Insatiate, he ransacks the land Condemned by our ancestral fault, Crying: blood, let blood be spilt; Meat must glut his mouth's raw wound. Keen the rending teeth and sweet The singeing fury of his fur; His kisses parch, each paw's a briar, Doom consummates that appetite. In the wake of this fierce cat, Kindled like torches for his joy, Charred and ravened women lie, Become his starving body's bait. Now hills hatch menace, spawning shade; Midnight cloaks the sultry grove; The black marauder, hauled by love On fluent haunches, keeps my speed. Behind snarled thickets of my eyes Lurks the lithe one; in dreams' ambush Bright those claws that mar the flesh And hungry, hungry, those taut thighs. His ardor snares me, lights the trees, And I run flaring in my skin; What lull, what cool can lap me in When burns and brands that yellow gaze? I hurl my heart to halt his pace, To quench his thirst I squander blood; He eats, and still his need seeks food, Compels a total sacrifice. His voice waylays me, spells a trance, The gutted forest falls to ash; Appalled by secret want, I rush From such assault of radiance. Entering the tower of my fears, I shut my doors on that dark guilt, I bolt the door, each door I bolt. Blood quickens, gonging in my ears: The panther's tread is on the stairs, Coming up and up the stairs. (1956)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy