Takım elbise serüveni Şiiri - Yorumlar

Muharrem Akman
678

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

CUMHURİYETİMİZİN İLK VİLAYETİ EMEĞİN BAŞKENTİ KARAELMAS DİYARI ZONGULDAK'TAN HERKESE GÜNAYDIN

TAKIM ELBİSE SERÜVENİ

Çoğu evlilik gibi evliliğimizin ilk yıllarında kavgalı gürültü günler geçiriyorduk. İlk ev sahibim emekli madenci Karadeniz kökenli yaşlı bir çiftti. Tek erkek evlatları küçükken geçirdiği hastalık yüzünden kalıcı bur hasar kalmış akıl ve zekası normal bir şekilde
gelişmemişti. Bu yüzden iş güç bilmez annesinin tertemiz elbiseler giydirip, cebine harçlık da koyarak evden göndermesi ile başlayan serüven hava kararmadan eve gelmesi ile son bulurdu. Mehmet'i ve ailesini herkes tanıdığı için kimsenin ona zarar vermesi düşünülemezdi. Her Karadeniz ailesi gibi bizim ev sahibimizin hanımı da inek bakar yağ ve süt yoğurt satarak ev ekonomisine katkıda bulunurdu. Namazında niyazinda olan Fadime abla kendi halinde elinden geldiğince çevresine yardımcı olmaya çalışan sevilen bir hanımdı. Mahalleden birisi Osman abiye satın almak için süt yoğurt var mı diye sorduğunda kesinlikle hanımına sormadan cevap vermez Fadime abla ile konuşun bu işlere ben karışmam derdi.
Oturduğumuz yer madenci beldesi olduğu için bir çok yerden işçi göçü almıştı. Çoğunluğu doğu Karadeniz olmak başka bir çok yerden işçi ailesi vardı. Esnaf ve okuldaki öğretmen memur dışında hemen hemen herkesin madencilikten geçimini sağladığı bu belde de büyük şehirde ne varsa mevcuttu. İnsanlar giyimine kuşamına önem verir. İki tane gazete beyinden aldıkları gazetesi ile gündemi de takip ederlerdi. O yıllarda uzun çizme beyaz takım elbise yelek cebine köstekli saat olmazsa olmaz aksesuarı. Tabi ki bu elbise günlük kıyafet değil. Elbiseyi giymek için özel gün olması gerekir düğünde bayramda memlekete giderken şehir dışına hastaneye giderken, nadir de olsa maaş ve ikalınan günlerde giyilirdi. O gün her nedense işten eve geldiğimde hanımım ile tartışmış evden tekrar aşağıda kahvehanede oturmuş arkadaşların oynadığı bir oyunu seyrediyordum. Hemen hemen herkes herkesin hangi kahvehane hangi lokontya gittiğini bildiğinden. Osman abide beni eli ile koymuş gibi buldu. Beni görür görmez Karadeniz şivesi ile ne yapaysan pırak hemen benimle eve gidiyoruz dedi. Bu hayre alamet bir şey değildi, kahvede içtiğim çay parasını ödeyip beraber eve doğru yürümeye başladık. Ben bir şey sormadan bana eşimin rahatsızlandığını hemen doktora getirmemiz

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta