Lânet okumuyorum hayallerimizi taşlayanlara,
Onlar deniz kıyısının hoyratlarıdır
Biz bozmayı bilmeyiz;
Değil mi ey güzellikler prensesi?
Damarlarımızda inşâ aşkı dolaşır
Bizim ırmağımızdan ab-ı hayat,
İmbiklerimizden bal ve kaymak akar
Çayın en can vereni
Bizim kâsemizde demlenir
Bir de Nisan yağmuru
Toplar bizim sarnıçlarımız
Lânet okumuyorum aşkı bilmeyenlere
Onlar güneşin körleridir
Bizim bahçemizde ısırgan otu bile,
Şifadır, yüreğini kar suyu ile yıkayanlara
Bereket doludur bizim musluklarımız
Kapımızda zümrüt levha
Ellerimizde gül demetleri
Kolumuzda papatya sepeti
“Hoşgeldiniz, hoş olasınız, hoş kalasınız”
Şerbeti dağıtırız konuklara
Bir selâmdır duruşumuz
Biz kimsenin kapısını çalmayız arkadaş
Selam vermeden
Yazımız kara haber değildir
Belki biraz sadakât itirafıdır
Lânet okumuyorum gülistan düşmanlarına
Onlar gül kokusunun yoksunlardır
Ya da gülistan görmemişler...
Bizim davetimiz gökkuşağı bahçesidir
Çiçekli bir sofraya
Kuş şarkısından örülmüş
Kilim üstünde sohbet çağrısıdır
Bizim susmamızda ibret
Konuşmamızda hikmet vardır
Sevgimize iman hayat verir
Davetimiz güle bahara ve sevgiye
Hem de dostluk ikliminedir
Hedefsiz değildir öfkemiz
Biz dengeden yanayız
Lânet okumuyorum hayallerimizi taşlayanlara
Onlar bilmezliğin kurbanlarıdır.
12/4/2002 Zaandam
Hüseyin Kerim EceKayıt Tarihi : 4.2.2005 16:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!