Altmış bir yılının ilkbaharında,
Mayıs derler doğum ayıma benim.
Hendek kazasının bir kenarında,
Güldibi diyorlar köyüme benim.
Ceddime rahmetler, mazi arımdır,
Dedem Dursun Mehmet iftiharımdır.
Babam Kazım, anam Fatma Hanım'dır;
Huylarından düşer huyuma benim.
Köyüm başka güzel, şirin mi şirin;
Dille tarif olmaz, gelin de görün!
Uzakta kalınca kıymeti derin;
Hasreti düşüyor gönlüme benim.
Çocukluk günleri başka debdebe;
Çamurun içinde yol tepe tepe,
Beş yaşında gittim köyde mektebe.
Hatıra yazıldı ömrüme benim.
Yaz gelince Kur’an kursu başlardı,
Hatip Hoca cümlemizi haşlardı:
Muhabbetle ilim-irfan işlerdi;
Sohbetinden düştü payıma benim.
Hayat gailesi, ah! Daha neler;
Hatırıma gelir hep birer birer.
Kâtiplikle geçti uzun seneler,
Hatıralar düşer yadıma benim.
Tamah etmem şu dünyanın malına,
Aldanmadım parasına, puluna.
Minnet etmem Allah varken, kuluna;
Eğilmek dokunur kanıma benim.
Acı tatlı hayat geçti aradan;
Gemi yüzdürmedik gerçi karadan.
İki oğul verdi Yüce Yaradan;
Hasretleri düşer bahtıma benim.
Yaradan’a şükür, yoktur efkârım;
Şimdi bir köşede kanaatkârım.
Okuyan olursa kitap satarım,
Dostlar gelir gider yanıma benim.
Tek dileğim, bütün Türkler bir olsun;
Sonsuza dek devletimiz var olsun.
Koca Türk’üm, yine Türk’e yâr olsun;
Bu sevda yazılmış alnıma benim.
Atadan geliyor, “Dursun”dur adım;
“Yelken” yazılmakta yanına sanım.
Cümle gönüllerde bilinir namım,
Mazlumoğlu derler şanıma benim.
Kayıt Tarihi : 16.9.2025 19:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!