sapır sapır dökülür kızgınlıklarım denize
ve saçılır yılların sabrı kumsala
bir esinti çıksa fırtına sanacak kalbim
tenimi sıyıracak pürüzlüğe takatim kalmadı
arkalı önlü saydırdım değişen doğanıza
ve tükürük kalmadı ağzımda isyandan
mertliğin boynuna ilmeği geçirip
siren sesleri eşliğinde sallandırmanıza
tekme tokat giriştim sevgi dolu bakışlarınıza
ve bir demet saygım kalmadı çıplaklığınıza
şimdi geçmişin küle döndüğünü anladım
on basamak inip sizlere yaklaştıkça
azı dişlerimi birbirine vura vura izliyorum hayatı
kalkan midemi zaptedemiyorum bir hayli azgın
telaşlı güler oldum günden güne
binlerce yara çokça acı takatim kalmadı
bileklerim zil çalıyor adeta sağır eden cinsten
uzun bir kulak çınlaması ardından yeniden
avuç içine parmakların tacizi bir hayli öfkeli
çaprazlama çıkmış izleri takati kalmadı
burada
ne güvercini özgür uçar gökyüzünde
ne gülümser yunus açık denizlerde
burada
güvercin söver kaderine kırık kanadına
yunusu boğuşur yüzüne vuran dalgalarla
burada
kargalar akbabalar var
gökkuşağı değil dolu yağışlar
burada yoklar var
yoklar ağlar
işte bu yüzden esinti çıksa kalbim fırtına sanar
dağları aşarım belki engin denizleri
beki bir gün
ben varım diyenlere bir türkü mırıldanırım
yürüyelim bakalım yürüyelim sessizce
tamam yürüyelim kardeş de
az soluklanayım ben
takatim kalmadı
Kayıt Tarihi : 23.5.2013 21:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)