Nurani bir dedenin vardı küçük ailesi bir oğlu bir gelini bir de körpe nevesi.
Sönmüştü gözlerinin tamam nuru işığı
Elinde hiç tuta da bilmiyordu kaşığı.
Yaşıyordu ömrünün az kalan hissesini
Yaşlılık bir bak nice sıkmıştı cüssesini
Bir zamanlar feleye baç vermeyen bu insan
Şimdi felek çalnal oynuyordu çok asan.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman