Bugün sokaklar ev arayışıma şahit oldu.
Ayakkabılarım da buna alkış tuttu
En sonunda mobilyaları bir ev buldum.
Şöyle terk edilip bırakılan cinsten…
Ne yaşandığını anlamak için dokundum eşyalara.
Aslında öyle bir yeteneğim yoktu,
Ama belki dedim,
Belki benimle konuşurlar.
Kanepeye oturdum:
Adeta kahkaha attı.
Uzun bir süre yalnız kalmıştı belli ki,
Beni hissedince ne olduğunu unutup,
Adeta uçacaktı.
Sonra da yatağa uzandım.
Beni o kadar iyi karşıladı ki,
Neredeyse gitmemi istemedi,
Bir güzel uyku kucakladı beni.
Eğer beni alırsan,
Eğer bizi alırsan
Böyle rahat edersin dedi.
Aslında demedi,
Adeta yalvardı.
Zor oldu ama kalktım yataktan.
Son olarak salona geçtim,
En eski eşyaya ilişti gözüm.
Bir masa,
Neredeyse yıkılacak gibiydi.
Yaklaştım ve konuştum onunla.
Cevap vermedi,
Tekrar sordum, tekrar ve tekrar.
Bu böyle olmayacak dedim
Ve dokundum ona.
Ayakları sallanmadı,
Konuşmayacağım demekti bu.
Beni buyur etmediği belliydi
Altından bir sandalye çektim
Ve ilk çığlığını
Bunu yapma lütfen dedi.
Pencere kenarında durduğundan,
Üzerine serilen güneş yardımcı oldu
Ve kenarındaki dirsek izleri.
Sahibi ya birini uğurlamıştı,
Ya bir vedâya tanıklık etmişti,
Ya da birinin yolunu bekliyordu.
En sonunda ilk işareti aldım.
Dirseğin hemen yanında,
Bozulmuş kocaman bir cila izi
Ve de kalem izi.
Burada mektup yazılmış,
Ağlanmış
Ve yol beklenmişti.
Utandı tahta masa.
Daha fazla konuşmadı
Ama!
Benim onunla konuşacak
Çok şeyim vardı.
Aynı şeyleri yaşayan birine,
Hayır diyemezdi, denilmezdi.
Ve evi tuttum
Eşyalarını da, anılarını da
Hüzünlerini de, mutluluklarını da.
Konuşacak çok şeyimiz vardı.
Kayıt Tarihi : 23.12.2013 21:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!