Ne hallere kaldık biz bu geceler?
Uyuz oluyoruz gece yarısı,
Gördük düşümüzde, doktor var bize,
Hem de profesör, tahtakurusu.
Gece çalışırmış,yatarmış gündüz,
Malzemesi iğne bir de var cımbız,
Elbisesi morsu,vücudu dümdüz,
Tanıttı kendini tahtakurusu.
Kaldırır kolları,çeker bacağı,
Namussuz severmiş fazla sıcağı,
Uğrak yeri, gariplerin ocağı,
Tahtayla evlenmiş tahtakurusu.
Şırıngası varmış; kan çekmek için,
Burda turist imiş, asıl yeri Çin,
Rol için olurmuş hem peri-hem cin,
Ünlü nalbant imiş tahtakurusu.
Keseri de varmış, çivi çakmaya,
Çivileri alışıkmış, yakmaya,
Vurduğu kısımlar olurmuş kaya,
Çok acımasızmış tahtakurusu.
Gördüğüne dermiş ‘tedavi edem,
Sen yatana kadar tatile gidem,
Sus be! GÖLGE OZAN ben seni nedem’’?
Diyerek kızarmış,tahtakurusu…
Kayıt Tarihi : 8.3.2011 21:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!