Ben onu hiç görmedim
Hiç olmadı rüyalarımda
Veya elini tutmadım yağmurda
Gözlerine bakmadım
Güneşi seyretmedim onunla
Dedim ki olsun, sevdim onu
Soğuk kış günleri ısınır beyaz kurdela
Hiç beklenmeyen bir ses duyulur
Balıkçı sesleri vurur karaya
Kulakları yırtan bir ses duyulur
Entarisi gül gibi kırmızı vurur cama.
Arkadaş, gülümsememe bakma benim
Ben senin gülüşünde ki gamzeyim.
Ben gözlerindeki parıltı.
Ben nefesindeki titremeyim.
Güvercin konunca avlu duvarına
Ve ocaktaki odunlar kül olunca
Dikkati mi çekiyor güvercinin kanadında ki yazı
''Dön bana''
Hatırladım ben yazmıştım bu yazıyı
Ama ona değil sana
Parmağına takılınca
bir altın yüzük
değerini gramından değil
adından alır
Nazlı nazlı yağınca yağmur
ıslaklığını
Kargalar geçiyor yaşlı kargalar.
Üstümüzden geçen siyah gagalıar
Yeter bu karanlık yeter kargalar.
Sanırım bu kez çok uzun kaldılar...
Çok uzun ve yaşlı kargalar..
Ben senin ipinle
boşluğa inen
bir asansörüm
hangi tuşa basarsa bassın
insanlar
ben sana en yakın kattayım
Dur!
Hatta durma git.
Giderken, bekle.
Beklerken özle
O kadar özle ki
Aynı şehirde
Tellerine her vurduğumda
Bir gitarın
Onda da sende olduğu gibi
Başarısız olduğumu anladım
Onu çalarken
Seni tanırken
Tak,diye çalan kapı,
uyandı ihtiyar gözleri çapaklı.
Sevmezdi erken uyanmayı,
ne fayda ısrarlı çalan kapı.
Bir de baktı, dayanamadı sarıldı.
Kızıydı,o ilk göz ağrısıydı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!