Tahrim Suresi Şiiri - Osman Erdoğmuş

TAHRİM SURESİ

Tahrim: Haram kılmak, haram saymak anlamına geliyor. İsmini ilk ayetinden alır. Sureye ilk ayetinden dolayı Peygamber Suresi de denilmiştir. Hicretin 8, yılında nazil olmuştur. Amacı: model inşası. Gerek Peygamberi, gerekse yakın çevresini sonradan gelenlere model kılmak.
1. Sebeb-i Nuzül: 3 farklı olay veriyor bize tarih. Hz. Peygamberin hicri 8, yılda eşleri üzerine 1 ay süreyle eşlerinden ayrı kalacağına yemin etmesi üzerine iniyor. Yeminin arkasında yatan gerekçe:
A. Peygamberimiz, Zeynep Binti Cahş’ın hücresinde bal şerbeti içer. Bu şerbeti içtikten sonra Hz. Hafsa’nın odasına geçer. (Hz. Aişe ile Hz. Hafsa bir şaka yapmak isterler.) Hz. Hafsa’nın odasına girdiğinde; “Ya Resulellah, mefahir mi yedin der, yüzünü ekşiterek. (Mefahir; yenince koku salan bir yiyecek.) Efendimiz “Bir daha içmeyeceğim” der, “Heralde balı mefahir çiçeklerinde aldığını düşünür”. Ardından Hz. Aişe validemizin odasına girince aynı şeyi o da söyler. Bir daha içmeyeceğini söyleyerek bunu kimseye söylememesini söyler. Ama Hz. Hafsa Hz. Aişe’ye konuyu anlatır.
B. Hz. Mariye, Hz. Hafsa’nın odasında Resulullah ile görüşünce, kendi hücresinde böyle bir şey olduğu için tepki gösterir. Efendimiz de bir daha böyle yapmayacağına yemin eder. Kimseye söylememesi tembih edilir, ama sır olarak kalmaz.
C. Efendimizin, kendinden sonra hz. Ebubekir’in ve ardından hz. Ömer’in hilafete geçeceğini duyar ve bunu yine arkadaşına söyler. Sırrı ifşa ettiği için Peygamberimiz üzülür. Ortak nokta, sırrın ifşa edilmesi ve akabinde Peygamberimizin yemin etmesi. Ama yemin etmesi bir helali haram kılmaz. Öncelikle eşyada Aslolan mübahlıktır. Peygamberimiz ile Allah’ın yasaklaması arasındaki farkı ayırmak gerekir. Hz. Yakup’un kendine bazı şeyleri yasaketmiştir. Hastalık olabilir, diyet olabilir.
2. Bakara 224, ayet ile değerlendirmek gerekir. Boş boğazlıkla yapılan yeminleri Allah affeder. Ama O’nun adına yapıldı mı, Allah adına söz verildi mi o zaman kefaret gerekiyor. Allah adına yemin etmişsen orada duracaksın. Bunun bir bedeli var ve o bedeli ödeyeceksin.
3. Sırrı ifşa hatadır. Bu ayette anlatılan bir derste, isim vermemekle veriyor, isim önemli değil. Yanlışı yapanın tepkisi “Bunu sana kim söyledi” oluyor. Aslında özür dileyip bir daha yapmamaya niyet etmeli. Buradan yola çıkarak şu üç tespiti yapabiliriz. A) Vahiy Allah’tandır. Peygamberimizin vahye dahli yoktur. B) Hz. Peygamber, Allah’ın gözetimi altındadır. C) Allah Resülünün hayatına Allah doğrudan müdahildir.
4. Burada söylenmek istenen şu: maddi manevi Onun destekçileri çok.
5. 6. Bu ayeti sadece ahirete dönük anlamalıyız. İnsanlar ve taşlar evimizi oluşturuyor. Her ev ya cennetin ya da cehennemin dünyadaki şubesidir.
7. 8. Nasuh: Hem samimi olan hem de tevbe edeni samimi kılan tevbe demektir. Sütün memeye dönmediği gibi, günaha dönmemektir nasuh tevbesi. Tevbe: Bilinç yenilemektir.—ĞASA: Tevbeyi kabulün Allah’a vacip olmaması. Şöyle düşünmemek lazım; Ben tevbe edeyim de, isterse affetmesin. 1. Senin istemen, O’nun istemesi için kaçınılmaz bir gerekçedir. 2. Ondan ümit etmek tevbenin edebidir. Çünkü ümit, duadır. 3. Suç işlemeyenle işleyenle affedilen arasında küçük bir fark olsun. Allah bizim hayat filmimizden, affettiği takdirde bazı yerleri kesecek, bunu bize de söylemeyecek rahmetinden. Biz orayı göremeyeceğiz ama kesildiğini anlayacağız.---Nur: ışık, kalbin ışığı. Vahyin ışığını alınca gönül gözü de kör olur.
9. 10. İyilere yakın olmak iyi olmanın alameti değildir. Peygamber eşi olmak, Allah’ın cezasını engellemek için yetmiyor.
11. Kötünün yakını olmak da kötü olmaya mecbur değil.
12. Tahrim suresi bize döert örnek gösterdi. İkisi ibret, ikisi örnek.