Tahrif Edilmiş Şiirler

Hüseyin Bozkurt 2
2

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Tahrif Edilmiş Şiirler


1.
şu dağınıklığı iklimlerin savurganlığı
şu yoran beni yok mu buyurganlığın
üşütmeyen zenginlik bırakan dağlar
tadım var tadım yok bugün

alçaklara kar yağmış dediler
yüksekler de gözüm yok
bir ağaca asılı bedenin tenhalarda yaprağı
beni asrın ihanetiyle çürütecek
dökecek borcu kimliğim üzerine
yeminler etmedim edecek

bir inanç ta yok gülmeyen yüzümde
şu derin yaraya tükürüp de onaracak
ne bir ağız kalmış ülkemin ne avazı

sen sus sen konuşma böyle
keder denilen deve
güreşmeyecek asla benimle

bir fakir bir zengin oğlaktım
dere tepe tepilen
bir çayır düşü bilmediğim kurdun
verimsiz eke kalmış özgürlüğün
aşkından kurtulacak elleri

bir gölgenin taşınmış iyi huylu sesiydim
ayaklarımdan uzun kalbimden kısa
günlerim kaldı çırılçıplak
belki bir daha aşkla bir kuşluk vakti
uyanmayacak yeryüzü
çağırmayacağım yurduma seni
ey dudağımdaki buyurgan nefis
kalbimden evvel çarpan
bir ata serinliği

açarına kaldım kapanmış kapıların
gizli bölmelerinde tarifin
tahrif edilmiş özrüydüm
kabahati gömünün
kederin yol olduğu zamanlar
seni ağlamanın fırtınası
imbatıydım yüzünün

kadeh tokuşturan raylardan sonra
acıklı bir türküden dinlemiştim
katar katar çekerken yemene

mazlumun incelmiş hırkasıydım taifte
taş atmaktan yorulmuş sesi kudüste
açlığına bastırmış türküydü gençliğim
kimliğinden bunca ürkü

küfürler savurmuş rüzgarıydım devrin
belli ki akşamından kalmış
esirgenmiş lokması
2.
hiç bir şey geçmiyor boğazımda
bir anlık gaflete düşüren nefesten
alışını izliyorum beş paraya canımı
cayır cayır yanmaya hazırlanan
bir kaç sözcük çıkarsa kalpten
sevinirim
yahut sevinmiş yaparım aklımdan geçerken seni

bağıran yemişe demeli ne öpülen çağlaya
erik kadar hükmüm yok kış zamanında
beni ağaç olmaya zorlayan bahara
inancı ekmeliyim çiçeği
yağmurlar olmasa gözlerimde ılıman sabahlar
unuturdum iklimlerin adını
ekşimiş dururdu yüzümün tarlasında
bir kaç dize bir kaç sus

bir deri bir kemik
bir de yırtık muşamba kaplayan sesimi
ekmek alamayacak kadar cebimde metelik
söz geçiremeyecek kadar kuşlara özgürlüğüm
bir aynanın avlusunda serin yere gömecek
ışık hızından öte sarhoşluğum var

dinlemeyecek beni gırtlaktaki zılgıtlar
illetin karınca duası
beni benden geçirecek ne bir iğne ne iplik
dünyanın göğsüne dikecek
3.
durup durup sesimi yırtıyorum bir martının incecik gözlerinde

gemilerden gayrı savrulan ne bir lokma
ne özgürlük yanağımda rüzgarın
tesellisi olmuş kadar sevinemiyorum
ikramiyesine hayatın

yeni doğmuş bir umut sanki
dirimle ölüm arasında kurulmuş zaman
dağıtmıyorum saçlarımda birikmiş ormanı
gittikçe çözüyorum kaskatı kesilmiş bedeni
gün ortasında kuşlara

4.
özrümü kabul edecek bir şiir kaldı mı geriye
sesimi dinleyecek bir kaç kuş
taş atacak belki yeniden kimliği

HÜSEYİN BOZKURT

Hüseyin Bozkurt 2
Kayıt Tarihi : 10.12.2017 00:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hüseyin Bozkurt 2