Can Kardeşim MERHABA,
HECE ŞİİRİNDEN NOTLAR….:
ÖNCE bir binanın projesi-iskeleti gibi HECE ŞİİRİ’nin de projesine –iskeletine bakalım, olur mu?
DİYELİM ÜÇ kıtalık şiir yazacağız. İşte projesi:
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çok Değerli Mustafa Bey Kardeşim,
Öncelikle sevgi ve saygıyla selamlıyorum, sizi ve o güzel emeğinizi.
Ne güzel anlatmışsınız öyle, tam bir edebiyatçı gözü ve dili ile...
Beğenerek ve ilgi ile okudum.
Asıl sıkıntı, hece şiiri yazanların kelime kök veya gövdesi ile ekleri ayırt edememesi.
Bunu tam olarak başarabilmek için, sanırım en çok kullanılan ekleri de zaman zaman örneklerle anlatmak lazım.
Tabii ki, ilgilenenler için.
şte o zaman gerçekten bir şiir okulu, atölyesi olur, GÜLCE...
Aslında millet sormak istemiyor, sorsalar belki daha da net şeyler yazılabilir.
Yazdıklarınızın altına imzamı atıyorum.
Sadece ilk dörtlük konusunda belki biraz daha geniş bilgi vermek lazım.
İlk dörtlükte uyak düzeni:
1- abab (Genellikle bu uyak şekli kullanılır.)
2- aaaa (Dört dize de birbiriyle uyaklı olabilir)
3- aaab (b yerine 'x' de kullanılabilir)
4- aaba (b yerine 'x' de kullanılabilir)
Bunları örneklendirmek lazım.
Bir de bu işin ayrıntı kısmı ama doğru olan tarafı.
Yürümeyi bilmeyeni koşturmaya gerek var mı, değil mi?..
Hece ölçüsü noktasında da gelenekçi mi olacağız yoksa daha serbest bir anlayışla çok nadir kullanılan hece ölçülerine de yer vermeli miyiz?
Bu da ayrı bir ders ve tartışma konusu olabilir.
Sevgi ve saygılarımla.
NOT: Nazik davetinize severek icabet edeceğimden hiç şüpheniz olmasın. Yakın arkadaşlarımla konuştuktan sonra ve inşallah bu ayın sonlarına doğru sizlerin arasına katılmaktan şeref duyarım.
Sevgi ve saygılarımla.
Muhterem Hocam,
Bu gece itibarıyla ilk ders'ime başlamış bulunuyorum. İyi bir oğrenci olabilir miyim bilemem fakat heyecan verici bir şey, ögrenci olmak... Şiir tekniği hakkında hiçbir bilgiye sahip değilim; tamamen içgüdüsel olarak yazıyorum, tıpkı resim çalışmalarım gibi... Şu an, ruh hâlimi ifade edebilmem hiç kolay değildir. Evet öğrenci olmak, müthiş bir şey fakat birşeyler yaptığınızı zannederken; birden her şeyin alabora olduğunu görmek; insanın biraz gözünü korkutuyor. Yüzme bilmeyen birinin Okyanus Ortasına düşmesi gibi bir şey... Çıkabilir miyim içinden bilmiyorum, yoo asla kararsız ve güvensiz olduğumu söylemiyorum fakat beni düşündüren iki etken var. Birinci etken: Size külfet olacağım, endişesi ki; hiç basite alınacak gibi değildir. Meşguliyetlerinizi tahmin edebiliyorum. Size O mesaji yazarken; kısa bir açıklamayla bana anlatacağınızı düşünmüştüm. Eee insan bilmeyince böyle oluyor işte; bilmeden başınıza dert oldum...
Bu işin bir de kendimi ilgilendiren boyutu var: Tüm özeninize, tüm bu detaylı anlatımlarınıza rağmen, anlayamadığım bir şey olursa; çok kolay sorabileceğimi zannetmiyorum, zahatsızlıkk vermekten korkarım...
İnşallah sizi fazla üzmüş olmam...
Muhterem Hocam, söz kalabalığı yaptığımın farkındayım fakat bunları yazmayı gerekli gördüm...
Her şey için en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum...
Saygılarımla
Metanet Yazıcı
Allah ömrünü uzun etsin Sevgili hocam,
Hece şiiriyle uğraşıp da hala bunun teknik tarafını tam olarak bilmeyenler mutlaka okumalı.
Güzel bir anlatım.
Asım Yapıcı
Hocam, size Yüregimin en ücra kösesinden tesekkürlerimi yolluyorum..Bu yazinizi okurken heyacanimi görmeliydiniz.Vay bee!! kafiye denilen seyi ne kadar yanlis biliyormusum..Üstüne basa basa verdiginiz örneklerle harika anlatmissiniz.Elleriniz dert görmesin muhterem hocam.Tekrar tesekkürler, umarim devamini asarsiniz..Saygilar.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta