(Tahlil) Dilimiz ve Hece Şiirimiz

Mustafa Ceylan
658

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

(Tahlil) Dilimiz ve Hece Şiirimiz

DİLİMİZ
ve
HECE ŞİİRİMİZ

Mustafa CEYLAN
4.Antalya Şairler Buluşması
(Konuşma Özeti)

II. DÜNYA SAVAŞINDAN ÖNCE YAPILAN BİR SAYIMA GÖRE, YERYÜZÜNDE 2796 DİL KONUŞULMAKTADIR.

Dil bilginleri, diller arasında gramer yapısı ve sözlük bakımlarından bir takım benzerlikler tespit ederek dünya dillerini “AİLE” adını verdiğimiz bir takım gruplara ayırmışlardır.

HİNT-AVRUPA DİLLERİ, SLAV DİLLERİ, ÇİN-TİBET DİLLERİ, KAFKAS DİLLERİ, URAL-ALTAY DİLLERİ gibi.

TÜRKÇE, URAL-ALTAY DİLLERİ ARASINDA YER ALAN BÜYÜK BİR DİLDİR.

ASYA VE AVRUPA’DA ÇOK GENİŞ BİR ALANA YAYILMIŞ OLAN BU DİL, TÜRKMENCE, TATARCA, BAŞKURTÇA GİBİ BİR TAKIM KOLLARA AYRILMIŞTIR.

BU KOLLARA DİL BİLİMCİLER “LEHÇE” veya “DİYALEKT” adını vermektedirler.

BU KADAR BÜYÜK BİR DİL OLMASINA RAĞMEN, TÜRK LEHÇELERİ ARASINDA ANLAŞMAYI ENGELLEYECEK KADAR DERİN FARKLILIKLAR YOKTUR.

“Dünya dilleri arasında Türk dili kadar geniş bir alana yayılmış başka bir dil yoktur.”(w.Radolf)

“Fransızca, İtalyanca, İngilizce DİL DEĞİLDİR. Sadece bir lehçedir. Hint –Avrupa Dillerinin birer lehçesidirler.”

AVRUPALI DİL BİLGİNLERİ, TÜRKÇE BİLEN BİRİSİNİN AVRUPANIN ORTASINDAN ÇİN’E KADAR RAHATLIKLA KONUŞUP ANLAŞARAK SEYAHAT EDEBİLECEĞİNİ VURGULAMIŞLARDIR.

TÜRK DİLİNİN EN ESKİ YAZILI METNİ OLAN ORHUN ABİDELERİNİN 1260 YILLIK MAZİSİ OLDUĞU BİLİNMEKTEDİR.

DÜNYA DİLLERİ ARASINDA BU KADAR ESKİ ANITLARA SAHİP OLAN DİL AZDIR. Örnek olarak RUS DİLİNİN EN ESKİ ESERİ, 12.YÜZYILDAN KALMA BİR DESTANDIR. MACARLARIN EN ESKİ ESERİ 13.YÜZYILDA YAZILMIŞTIR.

Baş, göz, ağız, kulak, ayak, kol, burun, diş, karın,et, süt, ağaç, ot, gün, ak, kara, gök, sarı, at, sığır, inek, koyun, kuzu, kuş,kan, dağ,taş,toprak,su, göl,deniz, tuz, üç, beş, sekiz, dokuz, altmış, yetmiş gibi sözler bütün Türk lehçelerinde aynıdır. Sadece söylenişinde lehçelerde çok az fark vardır. ÖRNEK, biz GÖZ derken, köz, küz diyen lehçelerimiz de vardır.

*************
DİLİMİZ TÜRKÇE’ DE 8 SESLİ HARF VARDIR
A-E-I-İ-O-Ö-U-Ü

TÜRKÇE’MİZİN HECE YAPISINDA ÜNLÜLER ÖZEL BİR YER TUTAR. DİLİMİZDE BİR TEK ÜNLÜDEN OLUŞAN HECELER ÇOKTUR. ANCAK, ÇOKLUKLA BİR, İKİ VEYA ÜÇ ÜNSÜZ BİR ÜNLÜ İLE BİRLEŞEREK BİR HECE KURARLAR

O, SU, AŞ, YOL, ALT, YURT

BU ÖRNEKLERE GÖRE, TÜRKÇE’ DE HECENİN TEMELİNİ OLUŞTURAN ÜNLÜDEN ÖNCE BİR, SONRA DA EN ÇOK İKİ ÜNSÜZ BULUNUR.

DİLİMİZDE BİR VEYA İKİ ÜNSÜZ BİR ÜNLÜYLE BİRLEŞEREK BİR Hece KURARLAR.

ÜÇ ÜNSÜZLE BİR ÜNLÜNÜN BİRLEŞMESİNDEN OLUŞAN HECE SAYISI AZDIR. Dört, kurt, sırt, yurt gibi…

Yabancı dillerden aldığımız bazı sözcükleri, harfler arasına sesli harfler koyarak TÜRKÇELEŞTİRMİŞİZ.
İTALYANCA’dan gelen İSKELE (Scala) veya Fransızca’dan alınan İSTASYON(Station) bunlara örnektir.

DİL BİLİMCİLER, DİLLER ARASINDA ÜNLÜLER VE ÜNSÜZLER BAKIMINDAN BİR TAKIM MUKAYESELER YAPMIŞLAR, BUNUN SONUCUNDA İtalyanca, Macarca, Fince ve Türkçe' de, ALFABELERİNDE ÜNLÜ HARFLERİN çok olduğunu ortaya koymuşlardır.

********************
Dilimizin bir ZENGİNLİĞİ de TÜRKÇE KÖKLERDEN TÜRKÇE EKLERLE BİR ÇOK YENİ TÜREV YAPMAK KOLAYLIĞI VARDIR.

Örnek: Ev’ den EVCİ, EVCİL,EVCİLLEŞMEK,EVCİLLEŞTİRMEK, EVCİMEN, EVERMEK, EVLENMEK, EVLENDİRMEK, EVLİ, EVLİLİK…

Göz’ den GÖZCÜ, GÖZCÜLÜK, GÖZDE, GÖZE, GÖZETİM, GÖZETLEMEK, GÖZETMEK, GÖZLEM, GÖZLEMCİ, GÖZLEME, GÖZLEMEK, GÖZLEMLEMEK, GÖZLÜK, GÖZLÜKÇÜ, GÖZLÜKÇÜLÜK, GÖZLÜKLÜ, GÖZLÜKSÜZ, GÖZÜKMEK,

****************
 HECE-CÜMLE-MISRA…SATIR…

****************
NAZIM: BİR ŞİİRİ MEYDANA GETİREN MISRALARIN KENDİ ARALARINDA TOPLANIŞ VE KAFİYELENİŞ DÜZENİNE NAZIM ŞEKLİ denir.

2 türlü nazım şekli vardır:

1-KURALLI NAZIM ŞEKİLLERİ
2-KURALSIZ NAZIM ŞEKİLLERİ

TEK BİR AHENK DİZİSİ OLAN NAZIM BİRİMİNE 'MISRA' DENİR.

İKİ MISRAIN BİRBİRİYLE İLGİLİ OLARAK TEŞKİL ETTİĞİ BÜTÜNE 'BEYİT ' DENİR.

DÖRT MISRALIK BENTLERE DÖRTLÜK(Kıta) , ÜÇ, BEŞ, ALTI VE DAHA ÇOK MISRALIK BENTLER DE VARDIR.

******************
KONUMUZ: Kurallı Nazım Şekilleridir.
******************
KURALLI NAZIM ŞEKİLLERİ:Mısraların belli bir kurala göre toplandığı ve kafiyelendiği nazım şekilleridir.

a-DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ
b-HALK EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ
c-TANZİMATTAN SONRA NAZIM ŞEKİLLERİ

a-DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ:
Gazel, Kaside, Kıt’a, Terkib-i Bend, Terci-i Bend, Tuyuk, Rubai, Mesnevi, Musammat vb.

b-HALK EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ
1-TÜRKÜ
2-MANİ
3-KOŞMA

1-TÜRKÜ
Sözlü edebiyatımızın önemli bir türü. FERDİ VE SOSYAL HADİSELERİ, İÇLİ DUYGULARI VE TEPKİLERİ DİLE GETİRİR. ÇOĞUNLUKLA ŞAİRİ BELLİ DEĞİLDİR. AŞK, ÜZÜNTÜ VE GURBET KONULARINI İŞLER. 'TÜRKÜ YAKMAK' DİYE BİR DEYİMİMİZ DE VARDIR. HALKIMIZIN BİR ÇEŞİT SOSYAL ROMANIDIR. KOYU, İÇLİ VE İNSANCILDIRLAR.

BAŞKA MİLLETLERİN DE TÜRKÜLERİ VARDIR. Goethe Alman türkülerini toplamıştır. İbsen piyeslerinde Norveç türküleri işlenmiştir. NE YAZIK Kİ BİZİM TÜRKÜLERİMİZ OPERALARIN VB’LERİNİN ANA MALZEMESİ OLAMAMIŞTIR.

TÜRKÜLER BİR EZGİ(Beste) ile SÖYLENİLİRLER.

NAZIM ŞEKİLLERİ BAKIMINDAN TÜRKÜLERİ BELİRLİ BİR TİP HALİNDE GÖSTERMEK ZORDUR. ANCAK TÜRKÜYÜ MANİ VE KOŞMALARDAN AYIRD EDECEK EN ÇOK RASTLANILAN BİÇİMİ ŞÖYLEDİR:

----a
----a
----aHANE
----k
----kKAVUŞTAK
----b
----b
----b
----l
----l

GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ, EN ÇOK RASTLANILAN TÜRKÜ ŞEKLİ, ÜÇ MISRALIK BENTLER VE ONLARA EKLİ İKİ MISRALIK KAVUŞTAKLARDAN MEYDANA GELMEKTEDİR.

KAFİYE ŞEKLİ DE YUKARIDAKİ GİBİDİR.

ÇOĞU TÜRKÜLER HALKIMIZIN SEVDİĞİ (Yedili, Sekizli, Onbirli) HECE KALIPLARI İLE SÖYLENMİŞTİR.

YAYILDIKÇA ZENGİNLEŞEN HALK VERİMLERİDİR. BENT SAYILARI BAZEN YÜZLERİ BULUR.

******************
MANİ
******************
SÖZLÜ MANZUM HALK VERİMİDİRLER. HEM BİR TÜR VE HEM DE NAZIM ŞEKLİDİR. MANİ NAZIM ŞEKLİ ÜZERİNE KURULMUŞ, BİR ÇOK MANZUMELER DE VARDIR.

ŞEMASI:

-----a
-----a
-----x
-----a

Genellikle 7’ Lİ HECE KALIBIYLA SÖYLENİR.
DÖRT MISRALIK BAĞIMSIZ ŞİİRLERDİR. BU BAKIMDAN DİVAN EDEBİYATININ RUBAİSİNE VE TUYUĞUNA BENZERLER.

İLK ÜÇ MISRA HAZIRLIK MISRASIDIR.ASIL nükte-VURGU son mısraya DENK GETİRİLİR. O SON SÖZÜN HATIRI İÇİN İLK ÜÇ SÖZ GENELLİKLE dolgudur.
TÜRKÜDEN FARKI acıklı değil, çoğunlukla neşeli, şen ve hafif olayları işler…AYRICA, aşk, tabiat, yiğitlik, ölüm, düğün, bayram, ayrılık vs… üstüne söylenmiş maniler de olabilir.

HOYRAT ADI VERİLEN CİNASLI MANİLER DE AYRI BİR GÜZELLİK VE İNCELİK VARDIR. Söylenişleri aynı, anlamları AYRI KELİMELERDEN (Cinaslardan) KAFİYELERLE HOYRATLAR oluşur.

***************
KOŞMA
***************
DÖRT MISRALIK BİRİMLERLE KURULAN BİR NAZIM BİÇİMİDİR. İLK DÖRTLÜĞÜNDE BAZI DEĞİŞMELER DE VARDIR.

ŞEMASI ŞÖYLEDİR(3 şekli vardır) :

--a --a --x
--a --b --b
--a --a --z
--b --b --b
* * *
--c --c ---c
--c --c ---c
--c --c ---c
--b --b ---b

DİVAN EDEBYATINDA gazel neyse, KOŞMA DA HALK EDEBİYATINDA ODUR. SAZ ŞAİRLERİ-OZANLARIMIZIN EN ÇOK KULLANDIKLARI ŞEKİLDİR. ÇOĞUNLUKLA 11 ‘LİK HECE İLE SÖYLENİR. ÜÇ BENTTEN 6 BENTE KADAR OLABİLİR.

TABİAT, aşk, hasret, yiğitlik ve başka konuları İŞLER.

KOŞMA NAZIM ŞEKLİ İLE Semai, Varsağı, Destan, İlahi, Nefes gibi TEMA ve söyleyiş bakımından ÖZELLİK TAŞIYAN şiirler de söylenir.

*****************
SEMAİ: 8’Lİ HECE VEZNİ İLE SÖYLENİR, AŞK, TABİAT, HASRET KONULARINI İŞLER.
*****************

VARSAĞI: 8’Lİ HECE VEZNİ İLE SÖYLENEN BİR KOŞMA TÜRÜ OLUP, talihten şikayet, MEYDAN OKUMA edası taşıyan YİĞİTCE SÖYLENİŞLERDİR.

******************

DESTAN: 11’Lİ HECE VEZNİ İLE SÖYLENİR, SAVAŞ, GÖÇ GİBİ HALKIN HAFIZASINDA İZ BIRAKMIŞ VE AZ ÇOK EFSANEYE KARIŞMIŞ BİR OLAYI TERENNÜM EDER.

******************
İLAHİ: TEKKE ŞAİRLERİNİN KULLANDIĞI BİR KOŞMA ÇEŞİDİ OLUP, TASAVVUF RUHUNA UYGUN MİSTİK TEMALAR İŞLENİR.

*******************
NEFES: BİÇİM VE ÖZ BAKIMINDAN İLAHİLERE BENZER, DAHA ÇOK BEKTAŞİ TARİKATINA MAHSUS İLAHİLERDİR.

**********************************************
YENİ EDEBİYATTA NAZIM ŞEKİLLERİ
**********************************************
Divan edebiyatı nazım şekillerine karşı isyan ve yeni nazım şekilleri denemesi Abdülhak Hamit, Recaizade Ekrem nesliyle başlar. BUNLARIN AÇTIĞI YOL, en çok SERVETİFÜNUN şairlerince izlenmiş ve günümüze kadar sürmüştür.

1-MISRALARIN KÜMELENİŞİ, BÜSBÜTÜN ŞAİRİN ARZUSUNA GÖRE OLMAKLA BERABER, KAFİYE DİZİLİŞİNDE BAZI KURALLARA BAĞLI KALINIR.

2-BATI’DAN FRANSIZ EDEBİYATI KANALI İLE ALINMIŞ BAZI KURALLI NAZIM ŞEKİLLERİ DENENİR. Sone, Terzarima gibi.

Abdülhak Hamit’in ve daha sonrakilerin uyguladıkları yeni KAFİYE DİZİLİŞLERİ: ÇAPRAZ DİZİLİŞ, SARMA DİZİLİŞ ve YENİ MESNEVİ’dir.

********************
ÇAPRAZ DİZİLİŞ:

--a
--b
--a
--b
*
--c
--d
--c
--d

*********************
SARMA DİZİLİŞ:

---a
---b
---b
---a

*******************
YENİ MESNEVİ:

Bir şiirde her mısraın kendi aralarında kafiyelenmesi şeklinde yazılmış ve günümüze kadar gelmiştir.

--a
--a
--b
--b
--c
--c
--d
--d

*****************
SONE
Önce İtalyan edebiyatında çıkmış, sonra diğer Batılılar kullanmıştır. Bize Fransızlardan geçmiştir.

1 veya

--a (a)
--b (b)
--b (a)
--a (b)
*
---b (c)
---c (d)
---c (c)
---b (d)
*
---e (e)
---d (f)
---f (e)
*
---e (e)
---d (g)
---f (g)

Bilhassa 4433 ŞEKLİNDE KÜMELENİR.

****************
TERZARİMA:

İtayanların bütün Avrupa’ya verdiği bir nazım şeklidir. Bize gene Fransızlardan geçmiştir. ÜÇ MISRALI BENTLER HALİNDE KURULUR. BENT SAYISI SINIRLI DEĞİLDİR. SON ÜÇLÜNÜN BİTİMİNDE BAĞIMSIZ BİR MISRA BULUNUR.

--a
--b
--a
*
--b
--c
--b
*
--e

***************
KAFİYE
***************
ŞİİRİN BİÇİMİ KONUSUNDA İNCELENECEK İKİNCİ UNSUR KAFİYEDİR. KAFİYE, İKİ VEYA DAHA ÇOK MISRA ARASINDAKİ(BİLHASSA) MISRA SONLARINDAKİ SES BENZERLİĞİDİR.

A-ŞİİRDEKİ AHENK GÜCÜNÜN ARTMASINA

B-ŞAİRİN KAFİYE KLAVUZLUĞUYLA YENİ BULUŞLAR YAPMASINA

C-ŞİİRİN HAFIZALARA DAHA KOLAY YERLEŞMESİNE

D-HER MISRAIN AHENKLİ BİR DURGU İLE KESİLMESİNE YARDIM ETMEKTEDİR.

ŞİİR TARİHİNİN İLK ÇAĞLARINDAN BERİ KAFİYE ÖNEMLİ BİR UNSURDUR.

KONUYU SERESERPE ANLATMAYA ENGEL OLARAK GÖRÜLSE DE, AHENK GÜCÜYLE KENDİNDEN ASLA VAZ GEÇİRMEYEN BİR TUTKUDUR.

ORHUN NEHRİ KENARINDAKİ KÜLTİGİN YAZITINDA BİLE BİR KİTABE OLDUĞU HALDE sonradan SECİ adını verdiğimiz NESİR KAFİYELERİNİ GÖRMEKTEYİZ.

Kaşgarlı MAHMUT’un DİVAN-I LÜGAT-İT TÜRK’ün deki KOŞUK ve SAGULAR da çok düzgün kafiyeler vardır.

DİVAN EDEBİYATINDA kafiye kurallarına BÜYÜK ÖNEM VERİLMİŞTİR. HATTA DENEBİLİR Kİ DİVAN EDEBİYATINDA KAFİYE GÖZ İÇİNDİR. YANİ YAZILIŞ BENZERLİĞİ BİLE ARANIR. HARFLERİ UYMAYAN KELİMELER AYNI SESİ VERSELER BİLE KAFİYE SAYILMAZLAR.

HALK ŞİİRİMİZDE İSE KAFİYEDE DİVAN EDEBİYATI KADAR FAZLA TİTİZ OLMAMIŞIZ…

ÇÜNKÜ HALK ŞİİRİ ÇOĞUNLUKLA YAZILI DEĞİL DOĞMACADIR. HALK şairleri kalem kağıt kullanmayı pek sevmezler, içlerinden geldiği gibi bir anda söylerler. Üstelik SAZ EŞLİĞİNDE SÖYLEDİKLERİNDEN kafiyelerdeki ZAYIFLIK GÖZE DE BATMAYABİLİR.

Recaizade KAFİYE KULAK İÇİNDİR demiş ve DİVAN EDEBİYATININ göz içindir teziyle senlerce tartışılmıştır.

BİR ŞİİRDE KAFİYE İNCELEMESİ YAPILIRKEN İKİ NOKTA DÜŞÜNÜLÜR:
1-KAFİYENİN DİZİLİŞİ
2-KAFİYENİN DEĞERİ

KAFİYE DİZİLİŞİNİ YUKARIDA TÜRKÜ, KOŞMA, MANİ İNCLERKEN ELE ALMIŞTIK.
ANCAK;
DEĞER BAKIMINDAN BİZE GÖRE ÜÇ TÜRLÜ KAFİYE VARDIR.
-Yarım Kafiye
-Tam Kafiye
-Zengin kafiye

KAFİYE KAVRAMINA YAKIN ÜÇ TERİM DAHA VARDIR. BUNLAR:
-Cinas
-Redif
-Aliterasyon

ŞİMDİ;
BUNLARI İNCELEYELİM.

YARIM KAFİYE: tek bir SESSİZin BENZEŞMESİdir...

--ge Ç er
--na Ç ar
--gö Ç er

Burada kafiyeden SONRA gelen (er-ar heceleri REDİF) tir. Kafiye UNSURU yalnız Ç SESİDİR.

Bir örnek daha verelim:

--ba Ş ımda
--dü Ş ümde
--pe Ş imde

ımda-ümde-imdeREDİF’tir
Yarım kafiye ş sesine dayanmaktadır.

ÖNEMLİKAFİYE UNSURU, DAİMA REDİFİN ARKASINDA BULUNUR.

TAM KAFİYE:

Bir sesli ile bir sesli HARFİN BENZEŞMESİNDEN oluşur.

--h-OŞ
--b-OŞ
--c-OŞ

ZEGİN KAFİYE:
Birden fazla sesli ve sesizin BENZEŞMESİNDEN oluşur.

--Gel-İNCE
--İNCE
*
--s-ENE
--g-ENE

CİNAS:
YAZILIŞI AYNI FAKAT ANLAMLARI BÜSBÜTÜN BAŞKA OLAN KELİMELERLE YAPILIR. AYRI ANLAMDA OLAN BU SESTEŞ KELİMELER KAFİYE DE OLABİLİR.

Kararmış kara gözler
Dermanım kara gözler
Gemim deryada kaldı
Yelkenim kara gözler.

REDİF:
MISRA SONUNDA (VEYA MISRA HALİNDE) AYNEN TEKRAR EDİLEN TAKILAR, KELİME GRUPLARIDIR. REDİF SAYILAN PARÇALARIN YAPI VE ANLAM YÖNÜNDEN BENZER OLMASI GEREKİR. KAFİYELER HER ZAMAN REDİFİN ARDINDA BULUNUR. BİR ŞİİRDE AYNEN TEKRARLANAN REDİFLERE NAKARAT adı verilir.

TAKI HALİNDE redif örneği:

Kaygusuz Abdal nid-ELİM
Kaldırıp postu gid-ELİM
Ahd ile vefa güd-ELİM
Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz.

KELİME GRUBU HALİNDE REDİF:

Sultan selim cülusunda
Sala DEDİ DE YÜRÜDÜ
Gidelim Mısır’a doğru
Yola DEDİ DE YÜRÜDÜ

MISRA HALİNDE REDİF (NAKARAT)

Bir bülbülcük konmuş dağlar başına
SAL ALLAH’IM SAL SILAMA VARAYIM
Şahin yuva yapar kendi başına
SAL ALLAH’IM SAL SILAMA VARAYIM.

ALLİTERASYON:
Ard arda gelen mısralar içinde birbirine benzeyen ses (harf) lerin SIK VE AHENK SAĞLAYACAK GÜZELLİKTE KULLANILMASI DEMEKTİR. Adeta bir ÖN KAFİYE gibi çoğu kez MISRA BAŞLARINDA bulunur.

Elif’in uğru nakışlı
Yavru balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuşlu
Kokar Elif Elif diye

**********
VEZİN
**********
Şiir BİÇİM’inde ÖNEMLİ BİR UNSUR DA VEZİNDİR. NAZMIN BAŞLIBAŞINA AHENK ÖLÇÜSÜ OLAN VEZİN, çok eski çağlardan beri ŞİİRİN TEMELİ SAYILMIŞTIR. Eski YUNAN şiiri gibi bazı geleneklerde KAFİYE OLMAYABİLİR ama VEZİN MUTLAKA vardır.

Sembolizmden beri YENİ ŞİİR, KALIPLAŞMIŞ VEZİNLERİ UMURSAMIYOR DİYEBİLİRİZ, AMA, HER ŞAİRİN KENDİ ÜSLUBUNA UYGUN BİR VEZİN ANLAYIŞI DA SÜRÜP GİTMEKTEDİR.

TÜRK ŞİİR geleneğinde
-hece vezni
-aruz vezni gibi İKİ ANA DAMAR VARDIR.

BANA GÖRE
VEZİN
DÜZEN-MUVAZENE-DENGE-ŞEKİLDİR… DURUM-HAL-VAZİYETTİR…

*******************
HECE VEZNİ
*******************
TÜRK’ÜN EN ESKİ VE MİLLİ VEZNİDİR. TÜRKÇENİN ASIL YAPISINA UYGUN BİR VEZİNDİR. ÇÜNKÜ Türkçe sözlerde (kalın-ince, uzun-kısa) HECELER ARASINDA önemli FARK YOKTUR.
KELİMELERİN BÜTÜN HECELERİ HEMEN HEMEN AYNI DEĞERDE SÖYLENİR. KONUŞMA SIRASINDA uzun heceleri bile (ULAMA YOLUYLE) KISAYA BAĞLAMAK MEYLİ VARDIR.

Sen-de-na-lı-yo-rum

İşte bu mantık hece vezninde de vardır.

BU VEZİNDE HECELERİN YALNIZCA SAYI BAKIMINDAN DENKLİK ESASI VARDIR.

BU YÜZDEN Parmak Hesabı diye de İSİMLENDİRİLİR.

Ahmet YESEVİ’nin Divan-ı Hikmetinden Yunus Emre’mize kadar ve bugüne kadar HECE BİZİ BİZ YAPAN BİR DEĞERDİR.

KURALLARI

KALIP
Şiirimizde BEŞ heceliden ONDOKUZ heceliye kadar türlü uzunlukta KALIPlar kullanılmıştır. En ÇOK 7-8 ve 11 li KALIPLAR KULLANILMIŞ ve halen de KULLANILMAKTADIR.

43=7

34=7

44=8

56=11

65=11

443=11

77=14

4443=15

44443=19

BURADA durgu ÇOK ÖNEMLİDİR. Ahengi SAĞLAYAN BİR ÇEŞİT SES KESİMİDİR. İYİ BİR durguda KELİME MUTLAKA BİTMİŞ, sözün gidişi ZORLANMAKSIZIN OKUYANA BİR nefes payı BIRAKILMIŞ OLDUĞU görülür. YEDİLİYE KADAR KISA HECE KALIPLARINDA çoklukla DURGU aranmaz.

Kaynak:Ahmet Kabaklı (Türk Edebiyatı)

Mustafa Ceylan
Kayıt Tarihi : 23.11.2007 00:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ekrem Yalbuz
    Ekrem Yalbuz

    Haram malın zekatı olmaz. İntihalin de.

    Mal helâl olursa, zekâtı da böyle dağıtılır. Muhtaçlar, ihtiyaçlılar istedikleri kadar alsınlar diye.

    Aldık kabul ettik. Allah hayrınızı kabul esin Sayın Ceylan.

    (Merhum Kabaklı Hoca'nın kitabında da yukarıda verildiği şekliyle okumuştum. Örnekte verilen cinaslı mani, Elazığ yöresine ait olup orijinal şeklinin aşağıdaki gibi olduğunu sanıyorum. Tashihen arzederim.'

    Kararmış kara gözler
    Dermanım kara gözler
    Gemim deryada kaldı
    Kaptanım kara gözler.

    Cevap Yaz
  • Ümran Tokmak
    Ümran Tokmak

    Çok emek verilerek şiir severlerin hizmetine sunulmuş.
    Kendi adıma çok yararlanacağım.
    Cennet mekan Ahmet kabaklı'ya Allah (cc) sonsuz rahmet diliyorum. O piyer Loti'den seyreylerken İstanbulu mermerine diz çöküp fatiha yollamak bir daha borç oldu. Babam bir Ahmet Kabaklı hayranıdır külliyatını okudukça bize dönüp bu adam gezer kütüpane maşallah demeyi ihmal etmezdi.

    Emeğiniz verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkürler hocam
    Saygılar...

    Ümran Tokmak

    Cevap Yaz
  • Saadet Ün
    Saadet Ün

    Hece şiirini sevdim seveli nerde bilgilendiren yazılar görsem ilgiyle okuyorum...

    Saygıdeğer Hocam
    Bu yazınızı bilgisayarımın sık kullanılanlar bölümüne ekledim...
    Yararlı yazınızdan şiir adına yararlanacağıma eminim...
    Teşekkürler

    Saygımla

    Cevap Yaz
  • Serap Demirtürk
    Serap Demirtürk

    DEĞERLİ KURUCUMUZA , BİLGİLENDİRMELERİ İÇİN VE BİZLERİ BİRARAYA GETİDİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUZ.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Mustafa Ceylan