Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Çaresi Var mı ?
Birileri öldüğünde ben yaşıyordum
Ben öldüğümde de birileri yaşıyor olacak
Birileri giderken ben geliyordum
Ben gelirken de birileri gidiyor olacak.
Gülün her rengi sevilir çaresi var mı?
Gülün her rengi ister istemez solacak.
21.11.2011feyzikanra
şiirin sorbonunun yanından dahi geçebilmeziz..cüretimiz edepsizliğimize ya da çok bilmişliğimize verilmesin lütfen..sadece yeni sesler yeni duyuşlar yeni fikirler görmeye bilmeye tanımaya olan ihtiyacımızı seslendirdik..zira dünya çok hızlı dönüyor artık..nazımın dünyasından en az beş misli hızla akıyor benim etrafımdaki dünya..hayattaki bu hızı bu sesi bu fikri anlamak için şiiri rehber edinmişlerden olmaklığımız dolayısıyla..bu bahsettiğimiz yeni ses bizim için bir fanteziden çok..ihtiyaçtır..
@..
Nazım Hikmet ile ilgili en güzel sözü Turgut Uyar söylemiş ' Bir Şiirden ' adlı kitabında :
' Mevcut olmasa idi, şiiri icad edecek , bulacak adamdır .'
Gerçekleri söylemek,söyleyebilmek ayıp değil..Çok güzel şiir.
evet evet..çok ihtiyacımız vardı bir nazım şiiri daha okumaya..iyi oldu..yarın nfk ertesi gün karakoç bir sonraki gün bir başka kült şair derken..böyle akıp gitmelidir günler..bir adım ilerlemeyelim..yeni sesler duyup yeni zamanların yeni duygularını ve fikirlerini anlamayalım..en sevdiğimiz pilav temcit olsun her zaman..
nazım büyük şair..şiir harika (yorum bu ) biliyoruz zaten bunu..bilmediğimiz birşeylerden konuşup öğrensek ya..benim seçkim aşağıda..iyi geceler cümleten..
@..
Liya Mesafesi
Şaşırmıyorum tüm bu olup bitene
Beton uygarlığında insan ömrü
Harcı eksik demiri yok
Yıkılmaya yüz tutmuş çatısı örtülmeden
Düzen tutmaz ne aşkı ne acısı Liya
Ellerimiz unutalı nasırı
Yüreklerimizde ince bir zar
Yek ve pencüse
Gözler hesapta, nefesler solgun
Yar dersin, yarar geçer
Ahh demeye kalmaz mecalin
Beton çağındadır yar
Çelimsiz bir sonbahar binerken dallarıma
İçimde dağılmaktan korkmayan odalar
Devrik, hükümlü, belki illegal isyanım
Adını ne koysam yetmiyor Liya
Ahh son tuşuna basamadığım piyano
Öyle sızlıyor ki içim
Şiirlerim bütünüyle sahipsiz
Geri atılan adımların izleri yüreğimde
Hani suda silinmez, yangını ağır
İman ettim iyileşmiyor yara
Kul inandıkça Liya!
Taşkın nehirlerin garip sızısı
Denizini kaybeden gökyüzü kadar ağır
Her şeyden vazgeçmiş derviş mi gözlerim?
Hangi kente sığar haymatlos yüreğim
Kentin soytarıları dahi yasta
Yapraklar küserken dalına
Sislerin içinde çakal sesleri
Gözlerimde bir avuç Liya
Şarkı söylüyorlar kol kola
Ahh Liya bu masalda hain kim
Meyleden vurmaya ve vuruşmaya
Ben rakkase az sonra ölmeye meyleden
Az sonra ölmeye
Az sonra çok şükür bitti demeye Liya
Erbain zamanlara terk ederken kapımı
Zalim ve sen aynı biçimde gülüyorsunuz yüzüme
Dilleriniz şeker şerbet
Söndür gözlerinin kandilini, üşüyorum
Tende yara, sende yalan Liya
Filiz Kılınç
ideolojik inancı ile memleketindeki aşkların aynı şeyler olduğunu sadelik içtenlik sıcaklık ile ne kadar güzel anlatmış bu şiirinde Nazım..Güzelliği, zorlamadan ikınıp sıkınmadan, gereksiz ve abartılı süslemelerden uzak bir şekilde ne kadar güzel anlatmış...
Modern Türk Şiiri onunla aldığı kadar geniş açıda bir kavisi bana kalırsa başka bir şairle almadı...O muhtevayı , biçimi topyekin yeniledi..Eskiden aldığını kendi zamanına getirdi...gelecekte olacak olanlara kendi zamanından el salladı .o şiirlerinin kapısını çalarken .ne maziciliğin nostaljisinde esrar çekti ne de gelecek zamanda yaşanamayacak bir hayalin kof tesellisine bel bağladı..
yaşamayı bir şiir olarak anladı ,inandığı gibi yaşadı ve yaşadığı şeyleri şiir olarak yazdı...
Alkış esasen iki elin ses çıkarmasından çok başka bir şeydir...alkış sesinde şiirin kendisi vardır çoğu zaman..alkışlarımla diyorum büyük şaire
Büyük Usta şaire selam olsun...Memleketim.....memleketim.....
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
..............
harika ötesi güzel...
seçici kurula teşekkürler...
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte, Yani yürekte..Başka söze gerek yok... Ustayı saygıyla anıyorum...Herkese selam olsun...iyi geceler...
Bir efsaneyi şiirle yaşatan yazar Nazım Hikmet Ran.
Türbeleri Konya'da olan ve acıklı bir aşk hikayesinin sahibi Tahir ile Zühre..
Aşk hikayelerini ve açıklı sonunu bazıları bilmez ve bilmeyen kişiler bu şiirin duygusunu tam anlamıyla alamaz.
Dayısının Konya valiliği sırasında Konya'ya gelen Nazım Hikmet ne mutlu ki keşfetmiş onları. Bu şiiri, şiir olmakla kalmamış iki aşığı tanıtma misyonunu da üstlenmiş şimdi. Tahir ile Zühre kadar yürekli iki aşık, bir elma ile başlayan hayat hikayeleri ve ölümüne sahip çıkıkları aşkları; 'Tahir ile Zühre Meselesi' kadar güzel bir şiirde anlatılabilirdi.
Bir dönem, bugün türbelerinde mevcut olmayan mezar taşlarını bulabilmek için iz sürdüğüm Konya aşıklarının, Leyla ile Mecnun kadar tanınmalarını yürekten istediğim için link veriyorum; http://www.edebiyatekibi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=932&Itemid=28
Bu şiiri beğenenler, Konya'ya yolunuz düşerse türbeye uğramadan gitmeyin emi!
Bu şiir ile ilgili 69 tane yorum bulunmakta