Hüzünlü bir kış günü tanımıştım ben seni
Cevapsızdı, binlerce soru vardı kafamda
Olmazları olduran bir sesti duyduklarım
Az daha gelmeseydin savrulurdum tufanda
Cürüm üstüne cürüm, hasret üstüne hasret
Rahmeti sonsuz olan
Görüyor halimizi
Ezel Ebed Sultanı
Bilmez mi derdimizi
Bugün hasta ve zayıf
Bekârlık Sultanlık
Düşünme, kim demiş bekar perişan
Gönlünce eğlen sabah ve akşam
Zannetme sıkılır ilerde bu can
Üzülme, bekarlık sultanlık hocam
Yan gelip yatarsak koltukta rahat,
Acep kurtarır mı bizi Beraat?
Kıpırda, silkelen şeytana inat
O zaman bulursun ukbada rahat...
Ne mutlu gülüm sana
En güzel yolu buldun
Ebedi aşka giden
Yolun yolcusu oldun
Dünyalar benim olsa
Duygu dolu bir kalbi
Dertle dolmuş yüreği
Özlem dolu her hali
Kızmadıkça söz söylemez dilleri
Bir başkadır o Hacer’in Elleri
Adın ne tatlı senin
Hangi baldan beslendin
Sandım seni prenses
Emrinde iki nefes
Nerde kanadın senin
*Cennette mi bıraktın
Biraz tuz biraz biber
Biraz kaymak biraz bal
Aşkınla yansın ocak
Bir ömür hep öyle kal...
Bitmesin unun yağın
Merak ediyor insan, ne bitmez enerji bu
Umutları yeşerten bilgi pınarı sanki
Ruhlarda bir inşirah, gözlerde bir kor ateş
Aranan ve beklenen, özlenen adam sanki...
Tek derdi çare olmak, onulmaz yaralara
Allahim ne kadar hoş
Ne tatlı bir geceydi
Melekler yuvamiza
Bir hediye getirdi
Mutluluktan herkesin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!