Gene bir lâf curcunası ve gene bir centilmenlik furyası almış başını gidiyor ki, sormayın!
Ne kadar memleket aşkıyla yanıp tutuşan ve ne kadar millet muhabbetiyle özü göyünen, ‘kara sevda’ lılar varsa, ağız birliği ederek yollara dökülmüşler. Sanki, ‘ortak ifade’ kullanmak için, aralarında ‘deklarasyon’ yayınlamışlar. Diyorlar ki: “Artık vaktimin geldiğine inanarak, A partisinden adaylığımı koymuş bulunuyorum. Bürokratik tecrübelerimle bilgi birikimimi, halkın mutluluğu doğrultusunda harcayacağım. Kendimi bu hususta yeterli görmekteyim.” vs.
Vay be! .. Argo diliyle illâ da ‘kıl’ olduğum şu ‘bilgi birikimi’, hele de ‘bürokratik deneyim ve tecrübeler’ şerhi! Bir de bunların, ‘halkın mutluluğu doğrultusunda’ kullanımı... Oh ne büyük bir lütuf! .. Ne büyük bir ‘âl-i cenap’ lık ve ne kadar ‘hümanist’ bir yaklaşım... Gönlünü bir Leyla’ya kaptıran Mecnun misali, aklını-fikrini mebus olmaya endeksleyen ve kendisini kırmızı meşin koltukların bir numaralı ‘vârisi’ sayan, namzet vekilimiz; hayal aleminde ki hizmet serisini sıralamaya devam ediyor:
“Mecliste sırf parmak kaldırmak için milletvekili olmayacağım” (yok yav!)
“Ne pahasına olursa olsun, Hakk’ın ve haklının yanında yer alacağım” (çok gördük böylelerini)
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız