Taflan Şiiri - Yorumlar

Hilmi Yavuz
105

ŞİİR


78

TAKİPÇİ

ne zaman dinecek,ne zaman?
bu taflan,bu taflan?

ey uçurum gözlü sevgilim!
ne zaman baksam
bir hiçlik tadı
ve ağzından

Tamamını Oku
  • Ali Öztürk
    Ali Öztürk 14.11.2005 - 11:39

    “TAFLAN” DİNMEZ AŞKIN HÜZNÜ

    Şair ve yazar olan Hilmi Yavuz 1936 İstanbul doğumludur. İstanbul’da Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdi (1954), bir süre gazetecilik yaptı. İngiltere’de BBC Radyosunda çalıştığı yıllarda (1964–1969) Londra Üniversitesi edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde yüksek öğrenimini tamamladı.
    Dönüşünde Cumhuriyet, Milliyet, Yeni Ortam gazetelerine (bir kısmı Ali Hikmet ismiyle) eleştiriler, incelemeler yazdı. Şimdi Mimar Sinan Üniversitesinde Uygarlık tarihi, Boğaziçi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde felsefe dersleri veriyor.
    Şiire başlayışı lise sıralarında Dönüm Dergisindedir (1952/53).

    İlk kitabı “Bakış Kuşu” (1969) idi. “Bedrettin Üzerine Şiirler” (1975) kitabındaki şiirleriyle güçlü bir atılım yaptı. Sanatının esansını yoğun modern şiirden ve kültür tarihimizin kaynaklarından damıttı. “Doğu Şiirleri” (1977) bu yatırımın kanıtıdır. Bu kitabı “Yaz Şiirleri” (1981), “Gizemli Şiirler” (1984), “Zaman Şiirleri” (1987), “Söylen Şiirleri” (1989), “Ayna Şiirleri” (1992) ve “Çöl Şiirleri” (1996) izledi. “Toplu Şiirleri”ni iki ciltte derledi. “Gülün Ustası Yoktur” 1993 ve “Erguvan Sözler (1993). Deneme ve incelemelerinden bir bölümünü “Felsefe ve Ulusal kültür (1975), “Roman Kavramı ve Türk Romanı” (1977), “Kültür Üzerine” (1987), “Felsefe Üzerine” (1987), “Yazın Üzerine” (1987), “Denemeler Karşı Denemeler” (1988), “Dilin Dili” (1991) ve “İstanbul Yazıları” (1991) adlı yapıtlarıdır. Üç anlatı yazdı: “Taormina” (1990), “Fehmi K.’nın Acaip Serüvenleri” (1991) ve “Kuyu” (1994). “Okuma Notları” (1992), “İstanbul’u Dinliyorum” (1993) ve “Ah Kadınlar” (1996) adlı üç kitabı daha vardır. “Doğu Şiirleri” ile 1978 Yeditepe Şiir Armağanı’nı, “Zaman Şiirleri” ile de 1987 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazandı.


    TAFLAN 1

    ne zaman dinecek, ne zaman 2
    bu taflan, bu taflan? 3

    ey uçurum gözlü sevgilim!4
    ne zaman baksam 5
    bir 'hiçlik tadı'6
    ve ağzından 7
    yıldızlar uçuran 8
    ergin, yeşil ve yabanıl 9
    bir yaz gecesi gibisin 10
    yüzünde yolların gülüşü 11
    ve yaz göğüne ilişkin 12
    bir esenlik üretiyorsun 13
    geçip giden fırtınalardan 14

    ey uçurum gözlü sevgilim! 15
    ne zaman baksam 16
    aşkların büyük yarlarıyla 17
    kuşatılmış görüyorum kendimi 18
    safran 19
    ve ezilmiş yazlardan 20
    bakışlarının kıyısız 21
    açıklarına 22
    gurbet ve cevahir taşıyan 23
    bir gülüş söylencesi 24
    geçer bir yazdan ötekine 25
    derin anlatılardan 26

    ey uçurum gözlü sevgilim! 27
    ne zaman baksam 28
    bir dağın yırtmacından 29
    ince bir dere yatağı 30
    gibi kayan 31
    yeşil tenini görüyorum 32
    akşam 33
    nasıl da yakışıyor yüzüne 34
    ve sanki bir kayalığın içine 35
    durmadan kendi kendini oyan 36
    bir ferhat gibiyim ben 37
    ya da pusuda, karanlık 38
    bir gül gibi 39
    hem solan hem solmayan 40

    ne zaman dinecek, ne zaman 41
    bu taflan, bu taflan? 42

    ey uçurum gözlü sevgilim! 43

    HAZIRLIK

    Şiiri Kesitlere Ayırma
    1.kesit 2–14 giriş ve karşı kişinin tanımlaması
    2.kesit 15–26 karşı kişiye kendisini - içinde bulunduğu durumu tanımlaması
    3.kesit 27–40 kişi ve karşı kişi durumlarının karşılaştırması
    4.kesit 41–43 (sonuçsuzluk) sonuç
    Kesitler Arası Bağlantı Öğeleri
    Kişi ve karşı kişi arasındaki ilişki üzerine kurulan bağlantı öğelerinden gizli olan ilişki türü Kişilerin tanımlanıp karşılaştırıldığı kesitlerin bağlantı öğeleri sen ve ben kavramları ile bağlanmıştır.
    Oluntulara Ayırma
    1.oluntu–2–3 giriş ve içses
    2.oluntu–4–10 karşı kişi 1.tanımlama
    3.oluntu–11–14 karşı kişi 2.tanımlama
    4.oluntu–15–18 kendini tanımlama
    5.oluntu–19–26 içinde bulunulan durumun tasviri
    6.oluntu–27–34 karşı kişi durumunun tanımlaması
    7.oluntu–35–40 kendi durumunun tanımlaması
    8.oluntu–41–42 tespit edilen durumun değişmezliği
    9.oluntu–43 karşı kişiye sitem
    BİÇEM

    Uyak
    Şiirde ahengi sıkça kullanılan tam kafiyeler 2-5-16-28-41(zaman) –an tam kafiyesi;taflan(3-42),uçuran(8),safran (11),taşıyan(23),kayan (31),oyan(36),solmayan(40)kelimeleri kullanılarak,-dan redifi ile;fırtınalardan(14),yazlardan(20),alıntılardan(26),yırtmacından(29),
    Sözcüklerinde kullanılmıştır.
    Tamamı düz uyaktır ve genelde dize sonu uyak kullanılmıştır
    2 adet yarım uyak kullanılmıştır, şiirdeki diğer uyaklar tam uyaktır.


    Dizelerde Ünsüz Tekrarları
    Şair dizelerde, üç dize dışında ünsüz tekrarlarına önem vermemiştir. Yalnızca 2.dizede n(5),36.dizede n(5), 41.dizede n (5) kullanımları ahengi
    Sağlanmıştır.

    Oluntularda Ünsüz Tekrarları
    2.5. ve 7. oluntularda ünsüz tekrarı dikkat çekiyor,
    2.oluntuda harf değeri yüksek olan g (5)
    5.oluntuda n(12) r(11)
    7.oluntuda n(12)

    Şiirin genelinde
    “n”(69), “l”(42), “r”(42), “y”(32), “m”(30), “g”(21),
    “n” sesinin kullanımını ritmi zaman zaman yavaşlatacak buna karşılık coşkuyu arttıracak düzeyde sözcük sonlarında, yine sesi yumuşatan “l” sesine de ağırlık verilerek şiirin zaman zaman yükselen coşkusunu yumuşatmıştır. Ayrıca sık kullanılmayan seslerden olan “y” ve “g” sesleri bazı dizelerde ve kümelerde kullanılarak ikincil bir ahenk sağlanmıştır.
    Hilmi Yavuz, şiirde ses öğesine verdiği önem ve kullanılan harflerle okuyucuya gönderimde bulunan manaların yanı sıra sessel bir lezzetle sunar. Şiirdeki ünsüz seçimlerine dikkat edersek özellikle dize sonlarında “n” sesi ağırlıklı bir tekrar söz konusudur. Bu da sindirilmiş kederli bir coşkuya işaret etmektedir

    Sözcük Başlarında Ünsüz Tekrarları
    “y” (14) “g” (15) sıra dışı olan bu seslerin sözcük başlarında kullanımı dikkat çekicidir.

    Sözcük Sonlarında Ünsüz Tekrarları
    “n” (35), “m” (17)
    Hece Sonlarında Ünsüz Tekrarları
    “n”(42) sesi en dikkat çekici hece sonu sessizidir, eklerle de kullanılan şiirde dikkat çeken, özellikle “n” ünsüzü ve bunu tamamlayan ve “n” ile birlikte kullanılan “a” ünlüsünün birlikte oluşturduğu ahenktir. Bu ses şairin geleneksel Türk şiirinin önemli öğelerinden olan redifi ustaca kullandığının bir göstergesidir. Bunu şiirde ses’e ve ahenge önem veren Hilmi Yavuz un Geleneksel şiirimize olan yakınlığının bir göstergesi olarak düşünebiliriz.




    Ünlü Tekrarları
    Sistemli bir ünlü tekrarı yoktur. Ancak 26,dizede “ı”(6) olmak üzere 5.oluntuda “ı” (10), 11.dizede “ü” (5)olmak üzere 3.oluntuda “ü” (7). Ayrıca “i” sessizi de çeşitli kümelerde yoğun olarak kullanılmıştır.

    Sözcük Tekrarları
    Şiirde tekrarı en çok yapılan sözcük “bir” sözcüğüdür. Sıfat takımları oluşturmak için kullanılan bu sözcük vurguyu destekleyen bir unsur olarak kullanıldığı gibi sıfat takımı oluşturmak içinde kullanılmıştır. Bir diğer tekrar edilen sözcük “ne” soru sözcüğüdür. Şiirde “ne” sözcüğü vurguyu arttırıcı öğe olarak da kullanılmıştır. Tekrarı ile dikkat çeken diğer sözcükler ve (6), zaman (6), Ey (4),ve bu (4) dur. Bu sözcüklerin şiirde tekrarları şiiri anlamamız ve şairin coşkusunu yönlendirmesini görmemiz açısından önemlidir. Şairin sevgiliye ya da sevgili objesi ile imgelediği 2.katman öznesine kendisini ifade etme çabasını da açıkça ortaya koymaktadır

    Dize tekrarları doğal olarak sözcük tekrarlarını içerirken, bunlar dışında yeşil (2) sözcüğü aynen kullanılan bir diğer sözcüktür.
    Yaz ve gülüş sözcükleri 2’şer kez farklı biçimsel anlamda kullanılmıştır

    Dize Tekrarları

    “ey uçurum gözlü sevgilim!” (4)
    “ne zaman baksam” (3)
    “ne zaman dinecek, ne zaman” (2)
    “bu taflan, bu taflan?” (2)

    Şiirde dize tekrarları, doğru kullanıldığı takdirde coşkuyu arttıran bir durumdur.
    43 dizelik bir şiirde farklı sayılarda tekrar edilen 4 ayrı dize mevcut olması şairin anlatmak istediği duygunun yoğunlunu arttırmıştır. Çok ve gereksiz dize tekrarları dikkatli kullanıl-madığı takdirde şiirde gereksiz kesilmelere ve suni bir coşkuya neden olurlar. Ancak bu şiirde dize sayısına oranla sıklıkla kullanılan dize tekrarları; gerek şiirin ritmini gerekse coşkunun samimiyetini olumsuz etkilememiştir. Hilmi Yavuz bu anlamda şiirinde birden fazla dize tekrarlamanın yerinde kullanıldığında çok güzel bir ahenk ve ses olabileceğini göstermiştir.

    Sistemli Dize Tekrarı
    “ne zaman dinecek, ne zaman”
    “bu taflan, bu taflan?”
    “ey uçurum gözlü sevgilim!”
    Dizelerinin birlikte tekrar edildiği şekli ile şiirin başında ve sonunda kullanılmış olması bir sistem oluşturmaktadır. Bu şekil bir kullanım şairin anlatmak istediği konuyu şiirin içinde bitiremediği gibi bir anlam çıkartır; buda bizi, şairin bir oluşu, ola geleni anlattığı sonucuna ulaştırır.
    “ne zaman baksam” dizesi kullanıldıkları kesitlerin ve oluntuların 2.dizesidir.
    Yine “ey uçurum gözlü sevgili!” dizesi de kullanıldığı kesitlerin ve oluntuların ilk dizesidir.
    Bu da şairin tekrar ettiği dizeleri anlamsal bir sistematiklik içinde kullandığını gösterir.



    Ölçü
    Şiir serbest ölçü ile yazılmıştır. Şiirde öbeklerle duraklar oluşturulmuştur.

    Dize Uzunlukları
    Şiirde dize uzunlukları genel olarak birbirine yakındır, ancak bazı dizeler
    Tek bir kelimeden oluşmakta ve kısalıkları ile diğer dizelerden ayrılmaktadır. Önceki ya da sonraki dizenin devamı olabilecek bu tür kısa dizeler durak oluşturmuş ve anlamı kuvvetlendirmiştir.

    Okuyuş Türleri
    Şiir dingin bir coşkuyla ve vurgulu okunmalıdır. Sıfat takımlarının kullanımı şiiri vurgulu okutuyor. İçsel coşkulu bir şiir olması şairin bir belirsizlik karşısındaki endişeli ve acılı içsel yoğunluğunu ifade ettiği yüksek coşkulu dizelerde ince ayrım yapılarak etkili bir şekilde okunabilir.

    ÖZ
    Başlık

    Başlığın Anlamı Ve Çağrışımı
    Başlık şiirin konusu hakkında doğrudan bir çağrışım yapmayacak az bilinen bir sözcük olması sebebiyle okuyucuda merak uyandırabilecek niteliktedir. Ancak şiirin sesi ile ilgili olarak bir işaret vermektedir. Ayrıca şiir okunduktan sonra başlık şiiri sahiplenmektedir.

    Başlık Öz İlişkisi
    Başlıktaki Taflan Sözcüğü 1.ve 5.kesitte kullanılmıştır; gülgillerden çiçeği beyaz, yapraklarını dökmeyen bir ağaç türü olan taflan, aynı zamanda hem kadın hem de erkek ismi olarak da kullanılmaktadır. Öz olarak ilk anlamı ile 2. 3.ve 4.kesitlerle ilişkilidir.


    Başlıkla Şiir Açısından Önce Yazılma Durumu
    Başlık şiirden sonra yazılmıştır. Çünkü şiir anlam katmanlarından oluşmaktadır, şair bir durumu bir ola geleni tasvir ederken, birçok imgeden faydalanmıştır, bunların içinde taflan şiirle öz olarak en örtüşen imgelerdendir, şiir okunduktan sonra başlık ile kurulacak ilişki şiiri anlamakta yol göstericidir. Taflan başlığı ile şair okuyucuya ipucu vermiştir.

    Bilinmeyen Sözcükler
    Taflan: gülgillerden rutubetli yerlerde yetişen, çiçeği beyaz, yapraklarını dökmeyen bir ağaç türüdür, aynı zamanda isim olarak da kullanılmaktadır.
    Safran: süsengillerden baharda çiçek açan kültür bitkisi, yiyeceklerde tat, koku ve sarı renk vermede kullanılır.
    Şiir genel olarak tamamı bilinen sözcüklerden oluşmaktadır. Şunu da ayrıca belirtmek gerekir ki; taflan, talan ve erguvan sözcüklerinin Hilmi Yavuz şiirinde sıklıkla kullanılan sözcükler olarak ön plana çıktığını görürüz (1) bu da şairin kendisine özgü bir söz dağarının olduğunu gösterir. Her ne kadar şairlerin belli sözcükleri şiirlerinde sıklıkla kullanmalarının söz dağarlarını kısıtlayıcı bir öğe olduğu söylense de şairin kendi duygu ve düşünce binası içerisinde belirli sözcükleri kendisine yakın hissetmesi ve bunu belirli bir özgünlük dâhilinde şiirinde kullanması kadar doğal bir durum olamaz. Bahsi geçen kelimelerin Hilmi Yavuz’un şiirinde sıklıkla geçmesi onun söz dağarının kısıtlı olduğu anlamına gelmeyeceği, aksine kendine özgü bir söz dağarının bulunduğunun bir göstergesidir.


    Oluşturucu Öğe
    Şiirde oluşturucu öğe olarak taflan bitkisi kullanılmıştır.(32).dize ile ilişkili
    Oluşturucu öğe olarak tespit ettiğimiz taflan bitkisi, şiire adını vermekle kalmamış mana katmanı oluşturacak şekilde değişmeceli olarak da kullanılmıştır.
    Oluşturucu öğe olarak tespit ettiğimiz taflan 1.ve 2.oluntularda her oluntuda 2 kez kullanılmak suretiyle aynen,9.ve 32.dizelerde gönderim olarak kullanılmıştır.


    Sıfat Sayısı
    Şiirde yaklaşık 20 sıfat kullanılmıştır. Öbek kullanımdan yararlanılmış, bu içinde bulunulan durumu çeşitli ve yoğun bir şekilde açıklamıştır.
    Özellikle 2.3.4.5 ve 6. oluntularda betimleme ile ifade çabası göze çarpıyor.

    Hayvan-Bitki-Nesne İmgelerinin Etkisi
    Şiirde hayvan imgesi kullanılmamıştır. Bitki imgesi olarak taflan ve gül kullanılmıştır. Nesne imgeleri olarak kullanılanlar; uçurum, yıldız, yar, dağ, dere yatağı, kayalık.

    Taflan: sabır etme, metanet direnme ve süreklilik.
    Gül: Gelip geçicilik, kulluk
    Uçurum: derin bakış, etkileyici bakış, sevgilinin bakışı
    Yıldız: ışıltı, uzak sıcaklık.
    Yar: ayrılık, uzaklık, imkânsızlık (sevgili anlamıyla da kullanılmıştır)
    Dağ: güç ve engel bir durum.
    Dere yatağı: saflık.
    Kayalık: zorluklar, ulaşılmazlıklar.

    Anlatıcı
    Anlatıcı, olayın içinde ve taraftır. Konudan etkilenen ve bu etkilenimlerini dile getiren âşıktır.


    Kişiler
    2.oluntuda “uçurum gözlü sevgilim” sözcüğü ile âşık olunanı
    4.oluntuda uçurum gözlü sevgiliye bakan “ben” aşığı
    Tespit edebiliriz. Bu 2 kişi aşkın taraflarını temsil ediyor.

    Burada şu noktaya değinmeliyiz ki; genel anlamda Hilmi Yavuz’un şiirlerinde köklü bir gelenek olan Divan Şiiri ile yine bu büyük geleneğin izlerini süren, gerek kendinden önceki gerekse dönemseli olan şairlere olan bağ ve ilgisini yadsımak mümkün değildir. Bu gerekle şair geleneksel edebiyatımızın söz sanatları aracılığıyla “ki divan şiirinin vazgeçilmezlerin-dendir” faydalanmaktadır.

    Şiirin Yazıldığı Dönem Ve Etkisi

    Şiirin yayın tarihi olarak 1981’i temel alacak olursak, oluşumu 1980’li yılların başlangıcı olur. Ve ilgili dönem, öncesi ve sonrasıyla siyasi kargaşa ve olumsuzluklar içeren yanlışlıklar içeren bir tezin yine yanlışlıklar içeren bir antitezle ortadan kaldırıldığı bir döneme rastlar. Yanlışlığın şekil değiştirerek sürdüğü bu dönem, bir yanlışı yok etmeye çalışırken olmazsa olmaz doğruların da ortadan kaldırıldığı, özgürlüklerin çeşitli gerekçelerle kısıtlandığı, bir dolu değerin yok edildiği bir dönemdir. Şiirin bu dönemle ilgisi mevcut baskı ve yiten değerlerin ardından duyulan özlem ve önceki ve sonraki dönemde yaşanan fiili, düşünsel ve zoraki keskin ayrılıkların ve bir kopuşun acılarını hissettirmesi bakımından dönemin psikolojisinin etkilerini taşıdığını söyleyebiliriz.

    Şiirde Kullanılan Zaman Eklerinin Etkisi
    Şiir duygu bakımından yazıldığı dönemi anımsatsa da, kesin bir zaman belirtilmemekte “belirsiz bir geniş zaman aralığı” farklı zamanlara uyarlana bilen genel ve yinelenen zaman kavramları kullanılmıştır.
    Şiirde açık olarak mevsimsel zamanlar açık olarak geçmekle birlikte yaz ve kış olarak betimlenen mevsim ayrımını, yaz’ı olgunluk ve mutluluk zamanları kışı da zor zamanlar olarak algılamak da mümkündür.

    Şiirin Etki Zamanı
    Farklı zamanlara uyarlana bilen genel ve yinelenen zaman kavramları kullanıldığı için, her zaman okuna bilecek türden olup, günümüzde de zevkle okunan bir şiirdir.

    Dış Gönderimler

    “hiçlik tadı” Baudelaire’inin “aynı adlı şiirine bir gönderme (2)

    Söz Sanatları
    Köklü bir geleneğe sahip divan şiirinden etkilendiği açık olan şairin şiirinde divan şiirinde de kullanılan söz sanatlarından yararlandığını görüyoruz. Sevgilinin gözlerinin uçuruma, sevgiliyi akşama, geceye; kendisinin gül’e, Ferhat’a benzetilmesi gibi teşbih, mecaz, tenasüp ve özellikle bu şiire ses veren “ey uçurum gözlü sevgilim!”dizesinde kullanılan nida türü gibi söz sanatlarını örnek verebiliriz.
    Şiirin hemen hemen tamamına yakın kısmında kişileştirme, eğretilemeler kullanılmıştır.


    Sezdirimler – Çıkarımlar ve İzlek

    Şair içinde bulunduğu durumu açıklarken, karşı tarafın(sevgili. v.b.) kendinde hissettir-diklerini, onu algılayış biçimini ve bu durum karşısında kendisini algılayış biçimini ve karşı kişi ile olan ilişkilerinin durumunu çok derin ve coşkulu bir biçimde aktarmakta; bu noktada okuyucunun şiirde başlıca bu üç öğeyi istediği gibi değiştirerek farklı anlamlar ve farklı durumlara çevirebileceği bir serbestlik sunmuştur. Bu şiirin özden çıkarak diğerlerini de içine alan, iyi bir şiirde olması gereken evrensellik özelliğini ortaya koymaktadır. Karşı kişiyi bir sevgili olarak adlandırırsak; şiir âşık, sevgili ve aşkı birlikte yaşamanın imkânsızlığı, sevgili-lerin ayrı olma durumunun getirdiği hüznün sürekliliğinin ifadesi olur. Buradaki aşk tanımı daha çok divan şiiri ve tasavvuf şiirinde kullanılan manası ile asıl aşktır. Soru ile başlayan şiir aynı soru ile sonuca gitmekte herhangi bir çözüme ulaşmamaktadır. Tıpkı taflanın mevsimler değişse de yeşil yapraklarını dökmeden zamana ve doğa koşullarına direnmesi gibi. Şair şiiri evrensel kılıp okurlarının eline teslim ederken Şiire konuşlandırdığı sözcükler ve şiiri işlediği eğretileme ya da betimlemeler ile aslında asıl derdini de gizlemiştir. Şiirdeki sözcükler ve sözcük kümelerine serpiştirilen gönderimler ile şiiri aslında kime ve ne için yazdığını gizlediği bir gerçektir. Bu gerçeği ancak şairin kendisi bilebilir ve şairin ağzından bunu dinlemeden kesin doğruya ulaşmak çok zordur.
    Şiirin yazıldığı dönemden yola çıkarsak, şairin anlattığı geciken vuslat olgusunu, özgürlüğe duyulan tutku ve ondan uzak kalmanın kendisine verdiği derin acının ifadesi olarak yorumla-yabiliriz.
    Şairin şiir’e bakışı ve kendi şiir özelliklerini temel alırsak, daha önce sevgili ya da özgürlük olarak isimlendirdiğimiz karşı kişiyi divan edebiyatı ve ona duyulan özlem olarak düşüne-biliriz. Bağlılık ya da aşkı da divan geleneğine duyulan aşk ve bağlılık; bu geleneğin aşkı algılayışındaki derinliğin verdiği katlanılması zor ama güzel bir hüzün olarak da algılamamız da mümkündür.
    Asıl ifade edilmek istenen şu veya bu olsun Hilmi Yavuz’un Taflan şiirinin okuyucuda bırakacağı izlek, aşkın hüznünün sürekliliğidir.

    DEĞERLENDİRME

    Niyet-İzlek İlişkisi

    Şair, bir olgunun (aşk) içerisinde ayrılıklar ve hüzünlerin süregelirliğini ifade etmek istemiştir.
    Niyet izlek ilişkisi doğrudur.

    Tutarlılık
    Şiirin içinde tutarsızlık yoktur.

    Derinlik
    Şiir yoğun bir derinlik içermektedir. Bu yoğun derinlik şiiri mana katmanlarına
    ulaştırmaktadır.

    Kabul Edilebilirlik
    İzlek şüpheye mahal vermeyecek derecede kabul edilir.

    Çarpıcılık
    Şiirin başlığı ve şiir geneli, hem ses hem merak uyandırması açısından çarpıcıdır.


    Güçlü-Zayıf Dizeler

    Güçlü Dizeler

    ne zaman dinecek, ne zaman (2)(41)
    bu taflan, bu taflan? (3)(42)

    ey uçurum gözlü sevgilim! (4)(43)

    bakışlarının kıyısız (21)
    açıklarına (22)


    Zayıf Dizeler

    Şiirde zayıf dize yoktur.

    Ahenk

    Şiir genel olarak belirli ünsüzlerin tekrarı ve bunlara eşlik eden belirli ünlülerin birlikte
    Kullanımı ile etkili bir ahenk yakalamıştır.

    Ritim

    Şiirde ritim yüksek ve okunuş rahattır.

    Dil

    Şiirde dil oldukça saf, cümleler genel olarak akıcıdır.

    Diğer Metinlerle Benzerlik

    Şiir biçimsel olarak şairin diğer metinleriyle benzerlik gösteriyor.

    Başka Şairlerle Benzerlik

    Kendi modern şiir tasarımı bağlamında Hilmi Yavuz’un şiiri Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Behçet Necatigil ve Asaf Hâlef Çelebi gibi şairlerin oluşturduğu geleneğe eklenmektedir. Hilmi Yavuz’a göre bu şairlerin modern olması onların şiirlerinin modern olmasının sebebi onların şiirlerinin imge ve ses’e yaslanmasıdır.(3)
    Yahya Kemal’in şiiri sese, Ahmet Haşim’in şiiri imgeye yaslanır, buradan Hilmi Yavuz şiirinin hem imgeye ve hem de sese yaslandığını söyleyebiliriz.

    -------------

    (1)-(2)-(3) Pınar AKA-“Hilmi Yavuz Şiirine Metin Merkezli Bir Bakış”

    Şiir incelemesinde Recep Mervan Toksoy ‘un şiir inceleme tekniğinden yararlanılmıştır.


    Hakan Hakkı Cankatan
    07.07.2005 Manisa

    Sığınak Dergisi- Haziran/2005

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta