Elimde ateşten top.Buna dünya diyorlar.Ne zaman avuçlarımı yağmur duasına kaldırsam, bulutlardan ateş dökülür ellerime.Ne zaman hayata tutunmaya çalışsam, parmak uçlarımda çam ormanları tutuşur.
Bilmem ki günahım ne tüm dünya alev alır üzerime yapışır tacizkar cehennem edasıyla.İşte o zaman insanların dudakları yanar.İşte bu yüzden köşe bucak kaçmak isterim adı şanı ne olursa olsun tüm insanlardan.Çünkü cehennemi yaratan yaratmıştır onları.Ve ben yerle gök arasında sıkışıp kalmışımdır.Kaçacak bir yer bulamam.Çünkü her yerde Tanrı'nın azap melekleri vardır.Çünkü her köşe başında bekleyen insanlar vardır.
Bakışları beni taciz eder, dokunması bana zulmeder.Tanrı'nın bütün yarattıklarının üzerimde ateşten eli vardır.Şimdi söyleyin ben kime dua edeyim.Şimdi söyleyin ben kime sığanayım. Çünkü benim pamuktan yünüm vardır.Her yanım kan damlarken, kurtların bana karşı Tanrı'dan yana şansı vardır.
Oysa ben daha dün çatal bıçak sesleri arasında merhamet dolu bir ses arardım.Oysa daha dün kurtlar sofrasından kaçışlarımın yeryüzü sokaklarında izini bırakmıştım.O sebepten anılarımdan kaçamam.Çünkü anılar bir kurt kapanı gibi beni ayak bileklerimden yakalar.Bu sebepten ben tacizkar bir hayat yaşarım.Tüm insanların yakamda el izi vardır.En mahrem duygularıma dokunan parmakları vardır.Dünyamı ateş çemberine çeviren Allah'ın kulları vardır.
Bazı insanların bırak tecavüzü tacizden hoşlanmayan yanları vardır.İşte o yan kaburgalarımın sol yanında bulunan yüreğime ait bir yandır.Bu yüzden o yürek gerçek insan olmanın duygularını taşır.
Zavallı bir suretin onurlu bir yüreğini yüklenirken bedenim.Elimde dünyaya benzeyen ateşten bir topu taşır.Ve Tanrı için kıpır kıpır çarparken bu yüreğim bütün yaratılmışların tacizine karşı sağlam bir duruşu vardır.
Elimde ateşten top.Buna dünya diyorlar.Ve avuçlarımdan damlarken kan damlaları, bana gözyaşı döktürmeyen bir hayatın gözlerimde bıraktığı kurumuş göz pınarları vardır. Elimde avucumda kalan Allah kullarının acı veren dayak izleri vardır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta