Dünya bize zengin görünür
yoksul olur
Dağlar bile
sevdamıza
birgün kul olur
Aşk ülküsü ardında gül uygarlığını
Altın dökülüp göklerin elmas tasına
Binlerce ışık doldu
zaman bohçasına
Birgün dediler
dörde bölünmüş dolunay
Bildim ki
Safâ geldin evime tenha vakit
Be hey mübarek hüzün
Boyun borcum
Gönül harcım
Şiir burcum
Merhaba
Atlar bilirim
soylu kanatlar bilirim
Atlarla bir örnek
ne hayatlar bilirim
Atlar bilirim
kuş gibi
Çözdük dediler
aşkı tutan kördüğümü
Farketmediler
sende
benim gördüğümü
Ben burda nöbet tutmaya mahkûm oldum
Söyler misiniz
en diri gül nerde açar
Bir gül
uyuyan bir göze
bin perde açar
Zannım bu ki
Ben buralı değilim
O yüzden türkülerim böyle tenha
Başımda bir sevgili kavak yeli
Heybemde bir demet eylül ve gül
Ve bir sayfa Hüsn ü Aşk
Yanımda yöremde boğuk sesler
Sen bir koca kentin
o deniz gözlü kızı
Hem belki de en zengini
en kaygısızı
Varken babanın onca sakız fabrikası
Mümkün mü
Bir ev yükü yazmış kaderim
defterime
Ben ağlamasam
söyle
kim ağlar yerime
Gül almaya asla niyetin yoksa bile
Eylüldü
Ustam
Zehir damlatırdı kuşluklarıma
Düşlerimi ölümlere bölerdi
Yanık mısralara salardı beni
Tutuşan bir yanım olurdu birden
EKREM AĞABEY;
Sizi tebrik ve teşekkür ediyorum.Nurun çilesini çekmiş bugünlere kolay gelinemeyeceğini yaşayarak görmüş çok değerli ağabeylerimizin varlığı bize güç,kuvvet ve istikbal için ümit veriyor.Nura yapılacak en iyi hizmetin tesanüdü muhafaza etmek ihtilafa düşmemek olduğunu; bunun hari ...
Muhterem Hocam,
Sitem Sitem Üstüne başlıklı yazınızı daha dün bir arkadaşın sitesinde gördüm. Yazınızın sonunda bendenizden bahsetmişsiniz. Tuhaflığa bakın ki, soyadınızı yanlış dizmişler. Bir sitem de Sizden olmalı. Şanlıurfa'da ikamet ediyorum. Tokat, Zile'den, 1944 doğumlu Ekrem Kılıç'ım. Ha ...