Tabu da aynen böyle, biyolojik uyum gibidir. Tabu kişinin kendi sosyal çevresine uyumudur. Zaman ve zeminin değişmesi içinde, tabucu izlek, körü körüne bir izlek put durumuna düşmektedir. Sosyal yapı içindeki tabucu gelişme, biyolojinin çevre içindeki gelişmesine karşılık denk düşmektedirler. Tabu insan algısının sürekli değişken işlevle bir uyumlanması iken, put bu uyumlanmaların gelip geçen, donmuş, tarihsel göreliği içinde ve tarihsel işlev ilişkisi ile kalmış halini, kullanır olmaktır.
İnsanın sosyal birlik içindeki, dışa yönelimleri, birliğin ortak yönelim kullanımına doğru açık olan bir iletişime kanalıdır. Kendi dışında değişip dönüşen bu onlarca olan sosyal tabudur noktası, totem simgesi ile birleştirilmiştir. Artık totem konuşan, konuşulan, somut noktalar kümesinin varlığıdır.
Şu unutulmasın totem kendi sosyal ortamının birleşen olgu algısı ise de, ilerideki ittifaklar içinde, ittifaka katılan her bir diğer sosyal birliklerin farklı totem anlayışları ile birlikte çoklu bir algının kendisi olacaktır.
Kutsallığın kökeninde, insan temel düzlem ihtiyaçlarının, unutma ve alışma sağlayış şekli vardır. Bu karşılanma içteki eğilimlerin, dışta kişiyi giriştirmesi ile olmaktadır. Dışta girişme yapan kişilere de dış ortamın kişilere baskısını yapan, kişiye haz elem yoğunluklu basınç yapan etkimeler yansıması vardır. Yansımaların kişide uyandırdığı hoşlanma ya da kaçınmadı hareketleri kişilerin kendisini korumadan kaynaklıdır. Bu algı etkiler kişi dünyasında olumlu olumsuz duyguların belirmesidirler.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
sosyolojik yaşamı ve tarihi gerçekleri irdeleme tarzınız harika..
özlemişim sizi okumayı
tebrikler ağabey
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta