i
Sanki bir sincap ozan
daldan dala ağaçta zıplayarak
gülerek şarkı söylüyor yürekten.
Hem 'konuşmanın ötesi şarkı',
gülerken hem konuşmak. Nasıl?
Ve 24 saatin 24'ü sanki böyle.
Hayatı da böyle mi olacak ileride? tüm hayatı...
Koşmak, yirmi dört saat, yıllar
ile konuşmak
ve şarkı...
*
Ha, dinlemek hak getire!
Kimyagero'nu, dinlemeyi; kim yapar?
Talipliyiz; yaparız, yaparız, gene yaparız...
Kim yapacak.
Verin bardağı duvara yapıştıralım çocuk kulağı;
yok ama kapamak konuşurken,
sessizlik en büyük kazık.
ii
Tüm bunlar
koridorundaki örümcek ağlanmış
tozsuz bir tabloda cereyan ediyor
gibi kasvetli bir metruk şatonun...
Heyecanlı ve cıvıl cıvıl, ağaçlıklı sincaplı tablo
uymuyor görünüyor pek buraya.
El ve ayaklarından bir görünmez tablaya bağlanmış;
aynı değil tabloyla tabla.
Bağcıklarını çözünce gene tablada kalacak
ve bundan mutlu da olacak
-ancak eline sonra gene fırça, spatula
ve paletini de koyacak
Bilekler.
Plastik, samur, oyun, hamur
ile 'hareket etmeyen
bir yan-bakış-gözbebeği'.
'Yüzün diğer tarafına baksana ya,
orda da var ondan' ama.
Kayıt Tarihi : 17.12.2007 18:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)