Gün henüz aydınlanmamış… Karanlık ile aydınlığın ayrılacağı son dakikaları yaşıyoruz.
Tecde Fidanlık mevkiinde, yürüyüş için ilk adımlarımızı attığımızda bizi pürüzsüz, berrak ve temiz bir havanın beklediğini gördük.
Bugünkü yürüyüşümüzün çok neşeli ve mutlu geçeceği belliydi.
Havamız yerinde idi.
Manzara ile temiz hava bir araya gelince, gökyüzü bize nimetini yağdırıyordu.
Yüce Allah, bereketini ve sihirli iksirini işte bu vakitlere sığdırmıştı. Rızk ve kuvvetin gizlendiği önemli saatlerdi. Biz bunu keşfeden ender insanlardan biriydik…
Allah’a ne kadar hamdetsek azdır.
Hastalıkları şifaya çeviren, güçsüzlere güç veren, huzursuzlukları def eden, insanı adeta kanatlandırıp uçuran müthiş bir zaman dilimiydi.
Hele bir de bugünkü gibi berrak ve temiz, okjiseni bol bir havaya denk gelirse…
Hele bir de Banazı tarafına yürüyorsanız…
Hele bir de mevsimler sonbaharsa…
Bu kadar çok mutluluk bir insan için fazlaydı.
Mutluluk zehirlenmesi yaşayabilirdik.
Yağmur sonrası tabiat bütün toz-çamurundan arınmış, sanki banyo yapmış, şimdi kurulanıyordu.
Tabiat bize gülümsüyor, bize tertemiz sinesini açıyor, bizi adeta kucaklıyor, okşuyor, seviyordu.
Tabiat bizim biricik dostumuzdu.
Seviyorduk biz sararmış yapraklarıya ceviz ağacını, kızıla bürünmüş kayısı yapraklarını, kıpkırmızı rengiyle yemişenleri, taa uzaklardan gelen horoz sesini, pır diye yanıbaşımızdan uçup giden kuşları, Banazı deresinde akıp giden suyun sesini…
Seviyorduk, seviliyorduk.
Tabiat ile konuşuyorduk.
Bizi alabildiğine mutsuz eden kişilere ve olaylara inat tabiatla sıkı bir dostluk kurduk.
Yalnız değildik.
Tefekkürün, şükrün zirvesi tabiat bizim sadık ve temiz bir dostumuzdu.
Yürürken alnımızdan damlayan ter damlası ile yağmur sonrası yemişenlerin üzerinden akan yağmur damlası birbirine çok benziyordu.
Alişan HayırlıKayıt Tarihi : 28.3.2016 09:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!