Tabanbüklü Teslim Abdal (GÜLCE-BULUŞMA)
Bin dokuz yüz seksen yedi yılında,
Yolum düştüğünde gördüm köyünü.
Bahçesinde türlü meyve dalında,
Süsler kayısısı sahil boyunu.
Ak köpüklü Fırat iken serince,
Set konup önüne doldu derince,
Taşındı eski köy bunu görünce,
Helal et hakkını içtim suyunu.
Elazığ ili Baskil ilçesi
Tabanbükü köyü, Yesili ülkesi.
Eski Fırat, yeni Karakaya Baraj Gölü kıyısında
Ozanın sesinde…
Tanrı’dan ihsan;
Besleyip barındırır ozanları, şeyhleri,
Abdalları, dervişleri yatırır sinesinde;
Erenleri türbesinde.
Eski ismi Şeyh Hasan;
Adını, kurucusundan alır.
Şeyh Hasan ve kardeşi Şeyh Ahmet
Kazakistan Üç Kurgan bölgesinden,
Oğuzların Bozok Günhanoğulları
Bayat boyundan.
Yesevi’den nasipli aşiretiyle birlikte,
Kona göçe yurt tutarlar sonunda,
Tabanbükü uygun bir mahal.
Şeyh Ahmet’in torunu Şeyh Melek kolundan
Kalender Abdal’ın oğludur Teslim Abdal.
Araştırmacılara göre başkaları da var:
Yeniçeri ocağından olan Teslim Abdal,
Denizli’de türbesi bulunan Teslim Abdal,
Çorum’da adına köy kurulan Teslim Abdal,
Verirlerken sıralı
Konyalı, Ankaralı…
Hepsi bir midir, farklı farklı mı;
Tümü şair midir, henüz bir cevapsız bilmece.
Bunlar mezar mıdır, yoksa makam mı,
Türbeler ve söylencelerdir, şahitleri sadece.
Şu dörtlük Tabanbüklü Teslim Abdal’ın
Varlığını kanıtlıyor mısra mısra hece hece:
‘‘Teslim Abdal şal şalının kumaşı
Deryadan denizden akıtır coşu
Doksan bin Horasan erinin başı
Fırat kenarında Şeyh Ahmet Dedem’’
Fırat’ın karşı yakasındaki Eğribük,
Yine Tabanbükü’ne yakın Berete;
Köy isimlerinin şiirinde işlenmesi
Kesin olan bir kanıt.
‘‘Sabah sabah hırlaşırlar
Bize taş atıp ürenler
Eşek gibi zırlaşırlar
Bize taş atıp ürenler
Dağ başında geyik ola
Yazı kışı soğuk ola
Eğribük’e tavuk ola
Bize taş atıp ürenler
Bir gelişte puta döne
Ters nallanmış ata döne
Koca uyuz ite döne
Bize taş atıp ürenler
Ele güne uşak ola
Karıncaya kuşak ola
Berete’ye eşek ola
Bize taş atıp ürenler
Teslim Abdal der oğmaya
Dünya da yüzü gülmeye
Ahrette iman bulmaya
Bize taş atıp ürenler’’
Onca zaman onca süre,
Aşka gönül vere vere,
Ulaştırmış dedeleri,
Eserleri bu günlere.
Derler Teslim Abdal ozan,
Dededir gezmiştir bazen,
Şöyle bir şiir derlemiş,
Sözlü gelenekten yazan.
Belki dilden dile değişen, belki hakiki;
Hece bazında bozuk, düzensiz bir ses,
Kalmış bu günlere verilen nefes.
‘‘Dinleyin bu nefesi habl-ül veridir
İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi
Kırkların içinde Server-i velidir
İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi
Kardeşi Şıh Hasan adı söylensin
Bahr-iyle ummanları boylansın
Yüzün gören Beytullahı neylesin
İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi
Daim batından görülür yüzün
Yusuf ile bile yorulur düşün
On iki İmamların serçeşme başın
İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi
Şıh Ahmet adındır Tavil-i Tubî mahlasın
Şah-ı Merdan Musa-i Kazım Abbas neslisin
Hace Ahmed-i Yesevî Rum halifesisin
İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi
Teslim Abdal der Şahım iyi buyurmuş
Evvel-ahir imamların soyu buyumuş
Kaddas Allah sırr-ı hakikat evlat buyumuş
İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi’’
Ozan olan ozan dokunur tele,
O günün devrinde ne ise çile,
Kısaltarak aldım bir nefes daha,
Teslim Abdal şöyle getirir dile.
‘‘………………………………..
Hıdır Abdal Şıh Bahşişi alasın
Bunaldığmız yerde bize yetesin
Şeyh Ahmet Dede’ye yüzler tutasın
Eriş imdat eyle Şeyh Hasan Dede
Abdülvahap derler görünmez erdir
Onu bilmeyenin gözleri kördür
Yeşil sancağıyla Battalda vardır
Eriş imdat eyle Şeyh Hasan Dede
………………………………..
On iki İmamların başı Alidir
Şah Hüseyin Kerbelanın gülüdür
Urum erenleri serleşkerindir
Eriş İmdat eyle Şeyh Hasan Dede
Osmanlı zülmünden kimimiz yolda
Kimimiz zindanda zülmatta harda
Tut elimiz koyma bizi dar günde
Eriş imdat eyle Şeyh Hasan Dede
Teslim Abdal der ki birdir soyumuz
Kemdir işleğimiz paktır huyumuz
Hak nasip eylesin Şaha yolumuz
Eriş imdat eyle Şeyh Hasan Dede’’
Ozanlar yatağı Türkmen yurdundan,
Torunu, Tabanbüklü Derviş Ali
Bir şiirde şöyle seslenir dedesine:
‘‘Tenim gümrah oldu canım sıkıldı
Yağdırma başıma kar Teslim Abdal
Canım geldi cesedime tıkıldı
Bu zayıf halimi gör Teslim Abdal
Er işidir çifte kantar götürmek
Veli işidir kulun işin bitirmek
Her nerde görüldü kulluk yetirmek
Ustada erince car Teslim Abdal
Derviş Alim eydir güldür kokunca
Düzenimiz uvat ola bakınca
Herkes yavrusuna sahip çıkınca
Bizi sen peşine sar Teslim Abdal’’
Yurdun dört bir yanında bilinip,
Nefesleri cemlerde en fazla okunan
Ozanlar arasındadır Teslim Abdal.
Değişik yörelerce sahiplenilse de,
Tabanbüklüler ‘‘bizimdir’’derler.
Adına okunan nefesler, deyişler
‘‘Bizim Teslim Abdal’ındır’’ diye söylerler.
İmam, Hüseyin, Süleyman, Bektaş ve Cafer
Beş oğlu vardır.
Tabanbükü’ndeki mezar taşında
Bin altı yüz on yedi- bin yedi yüz on dokuz
Doğum ve ölümüne işaret eder.
Yine bir nefeste şöyle der:
‘‘Dünya bir ağaçtır kökü yukarı
Yaprakları yeşil dalında ne var
Gâhî oğlan olur gâhî pir koca
Kaç yıl geçti ana halinde ne var
Hükmüne fermandır hatmin okuyor
Bir çiçektir bin bir türlü kokuyor
Karlı karlı dağlar ile akıyor
Akan bu derenin selinde ne var
Zira kulun için yarattın onu
Sahi gerçek ise fehmeyle bunu
Peteği de durur arısı hani
Gel anla kudretin balında ne var
Sır imiş eşiği nurdur kapısı
Orda ulu mümin kulun hepisi
Kudretten de duvarıdır yapısı
Cenneti alanın selinde ne var
Tevhit kılarlardı kadir gecesi
İşte budur dört kitabın hecesi
Sorun kimdir aşıkların hocası
Okur Teslim Abdal dilinde ne var’’
Dili Türkçe ve sade, say Anadolu,
Şiirleri öğretici, eleştirel öğelerle dolu.
Allah, Muhammet, Ali, on iki imam sevgisi
Bellidir yolu.
Yerel söyleyiş biçimlerine yer verir,
Tarikat konularını işler;
Anadolu Aleviliğinin görüşlerini taşır.
Onun için keramet sahibi, ermiş derler
Tabanbüklüler.
Eserleri değerli
Hece kalıplarından sekizli ve on birli,
Yüzde yüz yerli.
Geleneğe bağlı birkaç örnek daha verelim,
Teslim Abdal nasıl ozan görelim:
‘‘Tâ ezelden yârin yüzüne bakıp
Cemâli didarı gören ağlar mı
Yetişip bir mürşid eteğin tutup
Özünden benliği ayran ağlar mı
Aliye Muhammed geldi bürhana
Hatice Fâtıma o ehli câna
Birleyip özünü ulu meydana
Anlayıp zâtını bilen ağlar mı
Sahip zaman yakın yola gelirse
Hasanla Hüseynin âhın alırsa
Erenler deminden her ne gelirse
Ere erip Hakkı gören ağlar mı
Zeynelâbidinin yüzünü görüp
Muhammed Bâkırın sırrına erip
Câferi Sadıkın dârına durup
Burada ikrarın veren ağlar mı
Mûsâ-yi Kâzımın Tûruna uçup
İmamı Rızânın yurduna göçüp
Küfür köprüsünü ileri geçüp
İmam deryasına dalan ağlar mı
Takî Nakîyi Askerîyi bilen
Hak Muhammed ile Mehdîdir gelen
Her daim kırkların ceminde olan
Muhabbet tadını duyan ağlar mı
Teslim Abdal daim yüksek uçar mı
Erenlere teslim olan kaçar mı
Dört kapudan kırk makamdan geçer mi
Bir olub birliğe yeten ağlar mı’’
Hataî ve Yunus koyarlar korda
Bilene rehberdir yol Teslim Abdal.
Onu arayanlar yanarlar narda,
Arıdır Türkçedir dil Teslim Abdal.
‘‘Gel ha gönül havalanma
Engin ol gönül engin ol
Dünya malına güvenme
Engin ol gönül engin ol
Şu dünyanın hali böyle
Yalan yahşi geçer şöyle
Söyledikçe engin söyle
Engin ol gönül engin ol
Gökte uçar huma kuşu
Bilmeyenler atar taşı
Enginlik gönülün işi
Engin ol gönül engin ol
Teslim Abdal özüm haktır
Sözümün yalanı yoktur
Engin söyle büyüklüktür
Engin ol gönül engin ol’’
Diyardan diyara gezen bir ozan,
Tanrı’yı insanda sezen bir ozan,
Kur’an’ı cemale yazan bir ozan,
Kendine tutunan dal Teslim Abdal.
‘‘Övmüş de yaratmış kendi nurundan
Padişah eylemiş ilin üstüne
Cemalini gördüm salâvat verdim
Çıkılar sokunmuş serin üstüne
Vallahi Kurândır senin sözlerin
Yâsin-i Şerife benzer yüzlerin
İnnâfetahnâ sûresi gözlerin
Vedduha inmiştir dilin üstüne
Kaşların üstüne benler düzülür
İkrarından dönen Haktan üzülür
Ak göğsün üstüne Tebbet yazılur
Ve şemsi inmiştir kolun üstüne
Alnımıza yazıldı böyle yazı
Hak içün kılarız biz de niyazı
Âyetelkürsile güzel ihlâsı
Okudum giderim yolun üstüne
Teslim Abdal eder Şemsin çırası
Errehmandır iki kaşın arası
Güzel Bismillâhla Elham sûresi
Elif lâm mîm inmiş hattın üstüne’’
Gönül kafesinde beslenir iman,
Yaş gelip kemale erdiği zaman,
Bilir ki Azrail dinlemez aman,
Bazen farklı sese tel Teslim Abdal.
‘‘İşte geldim işte gittim
Yağ çiçeği gibi bittim
Şu dünyada ne iş ettim
Ömürcüğüm geçti gitti
Çağırdılar imam geldi
Her biri bir işe yeldi
Azrail pençesin saldı
Can kafesten uçtu gitti
İşte geldi yuyucular
Tenime su koyucular
Kefenim elinde Hoca
Kefenciğim biçti gitti
Ayırdılar ilimizden
İp attılar belimizden
Pek tuttular kolumuzdan
Can cesedden uçtu gitti
İlettiler mezarıma
Sığındım gani kerime
Toprak attılar serime
Gözüm yaşı taştı gitti
İmam telkine başladı
Bir sevapçık iş işledi
Komşular bizi boşladı
Geri dönüp kaçtı gitti
Kabrime bir melek geldi
Bana bir sualcik sordu
Hışm edip bir topuz vurdu
Tebdilciğim şaştı gitti
Teslim Abdal oldu tamam
İşte geldi ahir zaman
Yardımcımız oni kimam
Ten türab karıştı gitti’’
İstemez dünyada istemez köşkü,
Peygamber sevgisi derindir aşkı,
Bellidir sazıyla ederken meşki,
Durularak akan sel Teslim Abdal.
‘‘Canım kurban olsun senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Söylenirsin cümle âlem dilinde
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Terazinin bir ucunda Haydar oturur
Yanı sıra cümle ümmet yetirir
Elinde de yeşil sancak getirir
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Mümin olanların çoktur cefası
Âhirette olur zevki sefası
On sekiz bin âlemin Mustafa’sı
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Sen bir Peygambersin şeksiz gümansız
Sana inanmayan dinsiz îmansız
Teslim Abdal neyler dünyayı sensiz
Adı güzel kendi güzel Muhammed’’
Halk ile beraber yaşar halk ile
Olmamış nefsine olmamış köle,
Gördüğü yanlışı getirir dile,
Yozlaşmayı gören kul Teslim Abdal.
‘‘Hey erenler zaman azdı
Bu dünya karışır oldu
Tilkaslana kuyu kazdı
Ha edip erişir oldu
Oğuldur atanın hızı
Dinlenmiyor ulu sözü
Altaylık olmayan kuzu
Koç ile vuruşur oldu
Ata sözü tutmaz uşak
Deve yerin gözler köşük
Küllükte tepinen eşek
At ile yarışır oldu
Palaz üstünde yatmayan
Dudağı yala batmayan
Porsuk ardından gitmeyen
Ceylana erişir oldu
Teslim Abdal zaman azgın
Evlat babasından bezgin
Kokmuş leşe konan guzgun
Turnayla yarışır oldu’’
Dost kıldım gönlüme tarif edeni,
Adını duyardım tanıdım yeni,
Vuslatî okuyup yazınca seni,
Adın Gülce’leşti bil Teslim Abdal.
Osman Öcal
Osman ÖcalKayıt Tarihi : 13.2.2012 01:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Sayfada/şiir'deydim.Tabanbüklü Teslim Abdal'ı Dost ÖCAL'ın kaleminden tanıma olanağı buldum.
Anadolu'nun bağrından çıkan bu şiir pınarlarından birinin sesine kulak verdim.
Güne yetecek değin çok lirizm depolayarak ayrılıyorum sayfadan.
Dostum ÖCAL'a selamlar göndererek...
Kutluyorum.
Erdemle.
TÜM YORUMLAR (3)