Güllerin Şahı(ZİNCİRLEME-MISRA ZİNCİRİ)
Yanağında buse tende leb gördün,
Görünce terk ettin ey karakaşlı.
Karakaşlım dedim merhem mi sürdün,
Sürmeden azlettin yol çakıl taşlı.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Adaş...
Yüreğine sağlık...
Bu tip şiirlerini hep merakla ve heyecanla okuduğumu söylemek istiyorum..............saygıyla
Yazılması bir hayli zor görünen bir tarz ama Osman hocam mükemmel bir şekilde yazmış, gönülden kutluyorum tam puanla.
Yaş kemale ermiş Vuslatî yanar,
Yanardağlar gibi derinden kaynar,
Kaynayan yarayla vuslata oynar,
Oynasa da bilir sevgin çift başlı.
Değerli şairim şiiiriniz harika beğenerek okudum yüreğiniz dert görmesin kaleminiz daim olsun tam puanımla ant saygılar
şahane...tebrikler üstadım...
Yanağında buse tende leb gördün,
Görünce terk ettin ey karakaşlı.
Karakaşlım dedim merhem mi sürdün,
Sürmeden azlettin yol çakıl taşlı.
Taş vurdun bağrıma güllerin şahı,
Şah döner meydanda çeker perdahı,
Perdahı görenler anlar seyyahı,
Seyyah oldum amma derdim telaşlı
Telaşsız dönüyor bir kara bulut,
Bulut ağlamazsa söner her umut,
Umutsuz yarına aynayı sen tut,
Tut ki göreceksin gözleri yaşlı.
Yaş kemale ermiş Vuslatî yanar,
Yanardağlar gibi derinden kaynar,
Kaynayan yarayla vuslata oynar,
Oynasa da bilir sevgin çift başlı.
USTA KALEMİNİZ HEP VAR OLSUN HOCAM. MUHTEŞEM BİR ŞİİR OKUDUM. SELAM VE SAYGILARIMLA...
Çok çok güzeldi.Beğendim.
Dize zincirleri çok sağlam atılmış..Konu bütünlüğü seziliyor.
Kutlarım.
''Kaynayan yarayla vuslata oynar,
Oynasa da bilir sevgin çift başlı. ''
Çok güzel bir çakışma, çelişme vurgusu var edilmiş.
tam puan değerlemeyle. Selamlar...
Yazım tarzı şiirin dengesini bozmamış aksine ahenk katmış ..çok ta güzel olmuş..yürek sesin susmasın abim
Yanağında buse tende leb gördün,
Görünce terk ettin ey karakaşlı.
Karakaşlım dedim merhem mi sürdün,
Sürmeden azlettin yol çakıl taşlı.
Taş vurdun bağrıma güllerin şahı,
Şah döner meydanda çeker perdahı,
Perdahı görenler anlar seyyahı,
Seyyah oldum amma derdim telaşlı
Telaşsız dönüyor bir kara bulut,
Bulut ağlamazsa söner her umut,
Umutsuz yarına aynayı sen tut,
Tut ki göreceksin gözleri yaşlı.
Yaş kemale ermiş Vuslatî yanar,
Yanardağlar gibi derinden kaynar,
Kaynayan yarayla vuslata oynar,
Oynasa da bilir sevgin çift başlı.
********
Bugün okuduğum en güzel eserlerden biri daha.Tam puanımla yüreğini kutluyorum sevgili şairimiz.
OSMAN HOCAM BEN ARTIK SİZİ ŞİİRLERİN EFENDİSİ OLARAK GÖRÜYORUM.TAM PUANLA KUTLUYORUM SELAM VE SAYGILAR...
Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta