T.Rübaî Şiiri - Yorumlar

Osman Öcal
730

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

Rübaî

Aşkınla uyanmış yanmış mor dağlar
Sevdayla yıkanmış harlanmış bağlar
Dönmezse o gönlün sen kendin döndür
Bâkî kara gözden vay seller çağlar

Tamamını Oku
  • Güneri Yıldız
    Güneri Yıldız 19.08.2009 - 17:58

    Elbette ki, Hayyam bu alanda üstaddır, fakat sizin Rubaileriniz de hiç onu aratmıyor.. Harika olmuş.. Kutluyorum, yüreğiniz var olsun... Güneri Yıldız

    Cevap Yaz
  • Mustafa Şekerci
    Mustafa Şekerci 24.12.2008 - 01:44

    Tebrikler Hocam. Gerçekten güzel bir çalışma.

    Cevap Yaz
  • Dinçer Demirel
    Dinçer Demirel 21.12.2008 - 17:43

    edebiyatımızdan yine güzel bir örneği kaleme almışsınız,unutulmaya yüz tutan edebiyatımızdanörnekler çok güzel,yüreğine sağlık,tebrikler,tam puan

    Cevap Yaz
  • Reyhan Apil
    Reyhan Apil 21.12.2008 - 16:06

    Emeğinizi kutlarım, bilgi verici paylaşımınızı da...Tebrik ve saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Hayrullah Kocasakal
    Hayrullah Kocasakal 20.12.2008 - 19:23

    Öğretici bir şiir. Yorumlayanların yorumları şiir kadar öğretici. Teşekkür ederim hocam. Güzel bir çalışma. Sevgilerimle
    Hayrullah kardeşiniz

    Cevap Yaz
  • Mustafa Ceylan
    Mustafa Ceylan 20.12.2008 - 05:12

    TUĞRA--HOŞ GELDİN !
    **************************************************


    'Rübaî

    Aşkınla uyanmış yanmış mor dağlar
    Sevdayla yıkanmış harlanmış bağlar
    Dönmezse o gönlün sen kendin döndür
    Bâkî kara gözden vay seller çağlar

    Bâkî: ağlayan

    mef'ûlü/mefâ'îlün/mef'ûlün/fâ


    Osman Öcal '

    **
    TUĞRA-]HOŞ GELDİN...

    Yaklaşık üç senedir, Rübai'nin yeni - günümüze ve GÜLCE'mize uygun bir şeklini ortaya koyabilmek için çaba sarfedip duruyordum. Hattâ bu konuda Harun YİĞİT kardeşimle de uzun süreler müzakereler de yapmıştık. O'nun SERBEST şiir köklerine dayalı ancak HECE tekniğine uygun DÖRTLÜK nazım türünü olgunlaştırmaya çalışmaktaydım. Umarım, Harun YİĞİT Kardeşim'in o çalışmasını da olgunlaştırır, YENİ BİR NAZIM ŞEKLİ olarak ortaya atarız.

    Gelelim, yukarıda sunduğum Osman ÖCAL kardeşimin RÜBAİ başlığı ile yayınladığı, aruzun (mef'ûlü/mefâ'îlün/mef'ûlün/fâ) kalıbıyla yazılmış dörtlüğüne.

    TEKNİK İNCELEME
    ***********************
    İlk bakışta bu dörtlük, evet bir RÜBAİ'dir, doğrudur. Ancak, mısraların dokusuna inildiğinde görülmektedir ki;
    KAFİYE yapısı itibariyle YEPYENİ BİR NAZIM TÜRÜDÜR.

    Şimdi, bakınız BEYİT var, tamam; DÖRTLÜK var, o da tamam. Ama her ikisinde de KAFİYE nerdedir? Mısra sonunda(şayet REDİF yoksa)dır değil mi?

    Şiir tarihimizde kafiyenin serüvenine bakacak olursak, sözlü edebiyat döneminde, o OrtaAsya bozkırlarında, ozanlarımız kafiyelerini MISRA BAŞLARINDA, daha sonra da MISRA ORTALARINDA kullanmışlar. İslâmiyet'i, Millet olarak kabulümüzden sonra, kafiyemiz bu kere mısra sonuna gelmiş, yerleşmiş.

    Hep düşündüm, araştırdım, denedim. Sonunda; KAFİYEYİ mısraın BAŞ TARAFINA ALAN VE VARSAĞI'mızı bugüne getiren YİĞİTCE NAZIM TÜRÜ'nü takdim ettik.

    Acaba, kafiye MISRA ORTASINDA olsa,nasıl olur?

    Bu konularda Harun YİĞİT' kardeşimin ÇILGINCA hastanedeki şiir denemeleri ve msn tartışmalarını da dikkate alıyor ve bir DÖRTLÜK veya BEŞLİK ortaya koyalım,ona da TUĞRA ismi verelim diye DÜŞÜNÜP, DÜŞÜNCELERİMİZİ olgunlaştırmaya gayret ediyorduk...

    önce;
    'Haydi Gel' başlıklı şiirimizde;

    (Dili yok resimlerden ellialtı senedir
    Kaç bayramdır BAKARIM GELECEKSİN diyerek
    YIKARIM ellerimle ördüğüm duvarları
    SİLECEKSİN diyerek yaşını gözlerimin
    Ah
    Seni
    Bilmesem
    Bilemesem;
    Düşüp yollara
    Diyar diyar gezer
    Arardım izlerini…
    Gelemezsin, gururun engel oluyor belli
    Halâ aynı KANATLA GEZİYORSUN gökleri
    İNATLA benden uzak mevsimleri yaşarsın
    ÜZÜYORSUN bir tanem şairini nedense...
    Dermanı ol, gel gayri ağrıyan dizlerimin !
    Dili yok resimlerin SARARAN NEFESİNDEN...
    MORARAN dudağımda bitmeyen ıslığımsın
    SESİNDEN değişir de iklimimde hendese,
    Kaybederim kendimi
    Değişir kâinat,
    Arar bulamam
    Bende beni...
    Nerdesin?
    Haydi
    Gel !...)

    Denemelerini yapmış,ardından da bir 'ŞARKIMIZ' başlıklı bir şiirimde;

    (Bağrımda ÇAĞLAYAN ırmağın sesi
    Seninle AĞLAYAN gözün YAŞIDIR.
    Başımı döndüren bu deli mevsim
    Yürekler DAĞLAYAN hüzün İŞİDİR.
    Gel anla sevgili halimi anla
    Yanağımdan düşen aşk ATEŞİDİR.
    ......................Bilmem ki maziyi hatırlar mısın?
    ......................Sen de benim gibi hep yanar mısın?')

    ŞEKLİNDE DENEMİŞTİM. Deniyor, denedikçe yol içinde yol buluyor, meseleyi olgunlaştırmaya çaba sarfediyordum. (Bu sebeple de bahse konu denemelerimi olgunlaşmadığı için korkmuş, antolojideki sayfama asmamış, www.gullukdergisi.com da bulunan forumdaki sayfamda yayınlamıştım)

    Osman ÖCAL kardeşim, HIZIR GİBİ yetişti imdadıma. Benim HECE ile yapmak istediğimi, İŞTE ARUZ ile ve işte sonuç dercesine ortaya koydu da rahatladım...

    **
    Evet TUĞRA...

    Neden TUĞRA?
    Bir çeşit MÜHÜR yani.
    Tek dörtlükte veya bir beşlikte ÖZ'ün ÖZÜNÜ sunan, söze İŞTE BU KADAR-SONUÇ BUDUR diyecek MÜHRÜ vuracak, kafiyesi (mısra ORTASINDA olacak) bir nazım şekli olsun TUĞRA diye...

    Osman ÖCAL'ın yukarıda sunduğum dörtlüğü, tam sancılı dönemimizde düştü ufkumuza, düştü de güller açıldı yanımızda, yöremizde, dünyamızda... Kıvranan kalemimiz, dilimiz kurtuldu kelepçelerden. 'Binler yaşayasın Osman kardeşim. Vur tuğrayı sözün bittiği yere, at imzanı, işte bu kadar de, helal olsun sana, tebrik ediyorum.'

    Peki ne var bu dörtlükte?
    Gelin hep beraber inceleyelim.

    1-Aruz'la yazılmış,

    2-KAFİYE' mısranın HEM ORTASINDA ,hem de SONUNDA VAR.

    3-Gönlümüz, 4. mısrada da ORTADA KAFİYE olsun isterdi.

    4-'Aşkınla uYANMIŞ YANMIŞ mor (dağlar )
    Sevdayla yıKANMIŞ harLANMIŞ (bağlar)
    ..........................................................(SERBEST)
    ................................................(çağlar)

    Büyük harfle ve parantez içinde yazdığım kelimeler dikkatinizi çekti değil mi?
    Yani;
    ...............(a)(a)...(b)
    ...............(a)(a)...(b)
    .............................serbest
    ..........................(b)

    Şeklindedir, öyle değil mi?

    5-GÜLCE ARUZ çalışmamızda RÜBAİ aruz kalıpları konusunda demiştik ki:

    '..........yalnız RÜBAİde kullanılan ve 'rübâi vezinleri' adıyla anılan 24 kalıp daha vardır. Bunlar 'hezec bahri'nden çıkmıştır. AHREB ve AHREM adı altında 12 kalıplık iki bölüme ayrılır. 'Mef'ûlü' parçasıyla başlayanlara AHREB, 'MEF'ÛLÜN' PARÇASIYLA BAŞLAYANLARA ahrem denir.

    I-AHREB KALIPLARI

    1-mef'ûlü /mefâ'ilün/mefâ'îlün/fâ
    (-./.-.-/.-/-)
    2-mef'ûlü/mefâ'ilün/mefâ'îlün/fa
    (-./.-.-/.-/-)
    3-mef'ûlü/mefâ'ilün/mefâ'ilü/fa'ûl
    (-./.-.-/.-./.-)
    4-mef'ûlü/mefâ'ilün/mefâ'îlü/fa'il
    (-./.-.-/.-./.-)
    5-mef'ûlü/mefâ'îlün/mef'ûlün/fâ
    (-./.-/-/-)
    6-mef'ûlü/mefâ'îlün/mef'ûlün/fa'
    (-./.-/-/-)
    7-mef'ûlü/mefâ'îlün/mef'ûlü/fa'ûl
    (-./.-/-./.-)
    8-mef'ûlü/mefâ'îlün/mef'ûlü/fa'il
    (-./.-/-./.-)
    9-mef'ûlü/mefâ'ilü/mefâ'îlün/fâ
    (-./.-../.-/-)
    10-mef'ûlü/mefâ'ilü/mefâ'îlün/fa'
    (-./.-../.-/-)
    11-mef'ûlü/mefâ'ilü/mefâ'îlü/fa'ûl
    (-./.-../.-./.-)
    12-mef'ûlü/mefâ'ilü/mefâ'îlü/fa'il
    (-./.-../.-./.-)

    II-AHREM KALIPLARI

    1-mef'ûlün/fâ'ilün/mefâ'îlün/fâ
    (-/-.-/.-/-)
    2-mef'ûlün/fâ'ilün/mefâ'îlün/fa'
    (-/-.-/.-/-)
    3-mef'ûlün/fâ'ilün/mefâ'îlün/fa'ûl
    (-/-.-/.-./.-)
    4-mef'ûlün/fâ'ilün/mefâ'îlün/fa'il
    (-/-.-/.-./.-)
    5-mef'ûlün/mef'ûlün/mef'ûlün/fâ
    (-/-/-/-)
    6-mef'ûlün/mef'ûlün/mef'ûlün/fa'
    (-/-/-/-)
    7-mef'ûlün/mef'ûlün/mef'ûlü/fa'ûl
    (-/-/-./.-)
    8-mef'ûlün/mef'ûlün/mef'ûlün/fa'il
    (-/-/-./.-)
    9-mef'ûlün/mef'ûlü/mefâ'îlün/fâ'
    (-/-./.-/-)
    10-mef'ûlün/mef'ûlü/mefâ'îlün/fa'
    (-/-./.-/-)
    11-mef'ûlün/mef'ûlü/mefâ'îlü/fa'ûl
    (-/-./.-./.-)
    12-mef'ûlün/mef'ûlü/mefâ'îlü/fa'il
    (-/-./.-./-)

    Rübainin, KAFİYESİNİ ORTADA DA BULUNDURACAK şekli diye niteleyebileceğimiz, TUĞRA adını verdiğim Dörtlük-ki istenirse bu BEŞLİK de yapılabilir, 'mefulü' ile başlamış ve AHREB kalıp türünde bir çalışmadır.

    6-HECE OLARAK İNCELEMESİ:

    Aşkınla uyanmış/yanmış mor dağlar..........=6+5=11
    Sevdayla yıkanmış/ harlanmış bağlar.........=6+5=11
    Dönmezse o gönlün/ sen kendin döndür....=6+5=11
    Bâkî kara gözden/ vay seller çağlar .........=6+5=11

    7-O zaman, TUĞRA NAZIM TÜRÜ'nü gelişmeye açık olarak takdim edelim (grubumuza ve arkadaşlarımızın tetkikine sunup, uygun bulunur ise, ) GÜLCE'mizde YENİ BİR NAZIM TÜRÜ olarak kamu oyuyla paylaşalım, olmaz mı?

    **

    GÜLCE EDEBİYAT AKIMI

    YENİ NAZIM TÜRÜ: TUĞRA
    **************************************


    1-Türk şiirine İran şiirinden giren ve RÜBAİ adıyla bildiğimiz şiir türünün yeni bir versiyonudur.

    2-Aruz vezni ile ve Rübai'nin (ahreb-ahrem adı verilen) kalıplarıyla yazılır.

    3-'Dörtlük' tarzında olup, şair dilerse bu türün 'beşlik' şeklinde de şiirini oluşturabilir.

    4-En önemli özelliği KAFİYE yapısıdır. Kafiye hem mısraın ORTASINDA ve hem de SONUNDA olacaktır.

    Şu şekildedir:

    ....................(a)....................(b)
    ....................(a)....................(b)
    ..........................................Serbest
    ....................(a)....................(b)


    Gülce'mize 'TUĞRA' NAZIM TÜRÜNÜ KAZANDIRAN Şairimiz Osman ÖCAL'a tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum.

    Saygılarımla.

    Mustafa CEYLAN
    -
    (Not:antoloji.com ' da galiba mesaj gönderirken sorun oluştu, GÜLCE grubumuza gönderemedim 'bu mesajı, ben de, şiirin altına, yorumlar kısmına yazarak, herkesle paylaşayım o zaman' diye düşündüm.)

    Selamlar, saygılar...

    Cevap Yaz
  • Ozan Sentezi
    Ozan Sentezi 20.12.2008 - 01:58

    Her tazın ÖRNEGINI görmek okumak ıcın sayfanıza gelemek yeterlı abıcığım harıkasınız tebrikler gönül dolusu selamlar

    Cevap Yaz
  • Ekrem Yalbuz
    Ekrem Yalbuz 19.12.2008 - 22:29

    Sayın Öcal'ın sayfası başlı başına bir antoloji oldu.

    Her türden manzum eserin örneğini burada bulabiliyoruz.

    Şimdi de rubaînin özgün bir örneğin okumuş olduk.

    Tebrikler ve teşekkürler Sayın Öcal.

    Cevap Yaz
  • Fethullah Gümüş
    Fethullah Gümüş 19.12.2008 - 19:05

    yuregınıze ve emegınıze saglık ... guzel dızeler ... kutlarım kalemınızı ... saygılarımla ...

    dua ve selametle

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan 19.12.2008 - 10:46

    Kutluyorum.Başarı dileklerimle.

    Saygı ve selamlarımla.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta