Av (MÜBALAĞA-YALANLAMA)
Güz karı kapıya gelip dayandı,
Top güllesi gibi tozanı gördüm.
Kiler boşalınca midemiz yandı,
Açılan delikten sızanı gördüm.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
YALANLA DOLU BİR MÜBALAĞA ÖRNEĞİ DE BENDEN.
KİM DEMİŞ YALAN
Şiire yalan demiş şaireyse yalancı
Bunları okuyunca düştü içime sancı
Yalandan şiir yazdım düşünmeden utancı
Karıştırdım hepsini attım attım söyledim.
Yalanladım gerçeği gerçek ettim yalanı
Teker teker anlattım değiştirip olanı
Başıma taç eyledim sürünesi yılanı
Sıcacık taş yatakta yattım yattım söyledim.
Aklıma geldi birden yalan deyince yılan
Yılanla başlamalı anlattığım bu yalan
Yalancı mı olurmuş bunca yalanı bulan
Düşünmeden pek fazla attım attım söyledim.
Fareler yumurtladı ineğin kümesine
Hamsilerin sesleri karıştı dut sesine
Olmazmış böyle yalan bundan kimin nesine
Olurlarla olmazı kattım kattım söyledim
Postacı kertenkele mektup götürdü kaza
Dedi ?İkinci sefer mutlak gelirim yaza?.
Çekip aldı elinden gardiyan kıza kıza
Başka laf bulamadım attım attım söyledim
Cerrah olmuş salyangoz göz doktoru kelebek
Ringlerde dövüşüyor tül kanatlı kelebek
Su aygırı pirenin yanında küçük bebek
Yalanın anasını sattım sattım söyledim
Bir kaplan suya düştü yüzmeyi bilmiyordu
Can simidi istedi annesi vermiyordu
Bir el attı güvercin bilir ki çekmek zordu
Çekti dedim kandın mı? Attm attım söyledim.
Bülbül suda yüzerken balık çıktı kavağa
Kiralık ev aradı gariban kaplumbağa
Mühendise yalvardı ?Bir ev kurun şu bağa?
Yalanın çamuruna battım battım söyledim.
Ayakkabı yapardı kırkayağın birisi
Ayakta dolaşmaktan azdı birden varisi
Toprak solucanları oldu onun vârisi
Ayakkabı satıyor attım attım söyledim.
Sinek köpek doğurdu billurdan bir sarayda
Kedi okula gitti gökyüzündeki ayda
Yalanı beceremem sözüm biter ne fayda
Şiirin şırasını tattım tattım söyledim.
Ancak bu kadar olur gece yazılan şiir
Yalancının ilhamı topallayarak gelir
Okuyun gülün dedim anlattığıma bir bir
Zor da olsa yazması attım attım söyledim.
Afet diye bir çılgın sana yalancı demiş
Yalan nasıl olurmuş hiç duymamış görmemiş
Yalan dünya zehrini şifa diyerek yemiş
Yalan diyen deliye çattım çattım söyledim.
Afet KIRAT
Çok güzel bir şiir kaleminize sağlık
Mesut Özbek
Adaşım bu güzel örneklemeler için teşekkürler.........
harikaydı, beğenerek okudum,
kaleminiz daim olsun efendim,
saygı ve selamlarımla,
güzel bir şiir okudum haz aldım yüreğine sağlık değerli gönmül dostum
saelamlarımla
Erketeye yatar çil keklik için
Fukarayı satar metelik için
Yüklü para atar güzellik için
Kendi çukurunu kazanı gördüm........Ahmet KISA
OSMAN HOCAM CAN-I GÖNÜLDEN KUTLUYORUM DEĞERLİ ÇALIŞMANIZI.SELAM VE SAYGILARIMLA TAM PUANLA LİSTEMDE...
MUHTEŞEMSİNİZ OSMAN HOCAM...
CANI GÖNÜLDEN ALKIŞLIYORUM. SELAM VE SAYGILARIMLA...
Şairim yine coşmuşsun nehirler misali.Her şiirin bir birinden güzel.Tam puan gönderiyor selam ve saygılar sunuyorum.Hoşca kal.
HER DİZEDE ÖZEL İFADELER NE MÜTHİŞ BİR ANLATIMI SERGİLİYOR...YİNE ŞAİRİMİZİN USTA KALEMİNDEN ANLAMLI ESER...TAM PUAN.YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
Ne diyebilirim.
MÜTHİŞ...
Şiir ve açıklamaları ders verir nitelikte.
Usta kalem işte böyle olur.
Kutlar saygılar sunarım.
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta