Av (MÜBALAĞA-YALANLAMA)
Güz karı kapıya gelip dayandı,
Top güllesi gibi tozanı gördüm.
Kiler boşalınca midemiz yandı,
Açılan delikten sızanı gördüm.
Kalmış beş çuval un, sil iki günde,
Bir telaş başladı sonraki günde,
Yarı aç yatmıştık evvelki günde,
Bakıyorum dudak büzeni gördüm.
Konuştuk akşamdan koca karıyla,
Ava gitsem dedim, gönül zoruyla,
Kavurmalık vursam birkaç darıyla,
Listeye yüz geyik yazanı gördüm.
Sabah bir telaşla uyandım erken,
Nevale alayım dedim giderken,
İncittim belimi daha yüklerken,
Yüreğinden yufka dizeni gördüm.
Sırtladım heybeyle yufka böreği,
At yerine koştum topal pireyi,
Bir adımla geçtim koca dereyi,
Yunusa gem vuran sazanı gördüm.
Dere tepe derken epey dolaştım,
Ummandan büyükçe düze ulaştım,
Ben bu av işine nerden bulaştım,
Bir fiskeyle kral/ı ezeni gördüm.
Baktım işi bitmiş bir silsilenin,
Hizmete amade olan yelenin,
Su verirken altı çıkmış selenin,
Değişmez yasayı bozanı gördüm.
Toplamış meclisi ormanın şahı,
Doğrultmuş eskiye hibe silahı,
Sorguya çekiyor tüm ordugâhı,
Dudak arasından kızanı gördüm.
Kükredi aniden, dedi ki: Kes lan!
Hem itaatkâr ol hemi de uslan!
Dev gibiydi fare büzüldü aslan,
Yelesinde sonsuz hezanı gördüm.
Neyime gerek ki döndüm işime,
Ne söylerim avsız varsam eşime,
Lazım oldu söktüm çamı dişime,
Kürdan kokusuna gezeni gördüm.
Vuslatî bırakmaz yalanda şanı,
Siper yaptım hemen kuru yavşanı,
Bir mermiyle vurdum otuz tavşanı,
Daniska yalanlar düzeni gördüm.
16.09.2008
Osman Öcal
Yavşan: kokusu hoş bir otun adı
Hezan: ev yapımında kullanılan iri ağaç
Erketeye yatar çil keklik için
Fukarayı satar metelik için
Yüklü para atar güzellik için
Kendi çukurunu kazanı gördüm........Ahmet KISA
Kayıt Tarihi : 18.9.2008 20:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
MÜBALAĞA: —Manda yuva yapmış söğüt dalına, Yavrusunu sinek kapmış. —Alem sele gitti gözüm yaşından. —Bir ah çeksem dağı taşı eritir, Gözüm yaşı değirmeni yürütür. —Bir gün gökyüzüne otursam, Evlerin tavanlarını birer birer açsam. —Sıladan ayrıyım,gözümde yaşlar, Sel olup taşacak bir gün derinden. —Sana olan aşkım dağı taşı eritir, Gözümdeki yaşlardan bir deniz olur. —Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı. —Sekizimiz odun çeker, Dokuzumuz ateş yakar Kaz kaldırmış başın bakar Kırk gün oldu,kaynatırım kaynamaz. —Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem,sığmazsın. —Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır. Yalanlama - Mübalağa Şiirleri Âşık fasıllarında yalanlama-mübalağa bölümü en inanılmaz yalanları bulup şiirle anlatmadır. Âşık fasıllarında karşılıklı paylaşılan koşma dörtlüklerinden oluşan bölümdür. Adana âşıklık geleneğinde atışmalı yalanlama örnekleri çok azdır. Âşıklar fasıllar dışında bu türden mübalağalı şiirler söylerler. Hatta yalanlama terimi de bilinmemektedir. Âşıklar mübalağa, pireyi deve yapma diyorlar. Adanalı âşık Kara Mehmet bu türün çok güzel örneklerini vermiştir. Bu şiirlerde mübalağa, mizah, sosyal mizah iç içedir. Şiirler şaşırtma ve abartma üzerine kurulmuştur. Bu şiirlerin yazılma nedenleri araştırıldığında pek çoğunun bir olaya, gözleme dayalı olduğunu görüyoruz. Verdiğin berize budur gayratım Bundan başka uyamayom toktur be Üç sepet yumurta sabah kayfaltım Teker teker sayamayom toktur be Bir Başka Örnek Satın almak için çok tüccar geldi Kırkı ortak olup beş karpuz aldı Birisini oyduk bir cami oldu İçinde bir hafta namaz kıldırdım. Âşık Kara Mehmet
![Osman Öcal](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/09/18/t-av-mubalaga-yalanlama.jpg)
KİM DEMİŞ YALAN
Şiire yalan demiş şaireyse yalancı
Bunları okuyunca düştü içime sancı
Yalandan şiir yazdım düşünmeden utancı
Karıştırdım hepsini attım attım söyledim.
Yalanladım gerçeği gerçek ettim yalanı
Teker teker anlattım değiştirip olanı
Başıma taç eyledim sürünesi yılanı
Sıcacık taş yatakta yattım yattım söyledim.
Aklıma geldi birden yalan deyince yılan
Yılanla başlamalı anlattığım bu yalan
Yalancı mı olurmuş bunca yalanı bulan
Düşünmeden pek fazla attım attım söyledim.
Fareler yumurtladı ineğin kümesine
Hamsilerin sesleri karıştı dut sesine
Olmazmış böyle yalan bundan kimin nesine
Olurlarla olmazı kattım kattım söyledim
Postacı kertenkele mektup götürdü kaza
Dedi ?İkinci sefer mutlak gelirim yaza?.
Çekip aldı elinden gardiyan kıza kıza
Başka laf bulamadım attım attım söyledim
Cerrah olmuş salyangoz göz doktoru kelebek
Ringlerde dövüşüyor tül kanatlı kelebek
Su aygırı pirenin yanında küçük bebek
Yalanın anasını sattım sattım söyledim
Bir kaplan suya düştü yüzmeyi bilmiyordu
Can simidi istedi annesi vermiyordu
Bir el attı güvercin bilir ki çekmek zordu
Çekti dedim kandın mı? Attm attım söyledim.
Bülbül suda yüzerken balık çıktı kavağa
Kiralık ev aradı gariban kaplumbağa
Mühendise yalvardı ?Bir ev kurun şu bağa?
Yalanın çamuruna battım battım söyledim.
Ayakkabı yapardı kırkayağın birisi
Ayakta dolaşmaktan azdı birden varisi
Toprak solucanları oldu onun vârisi
Ayakkabı satıyor attım attım söyledim.
Sinek köpek doğurdu billurdan bir sarayda
Kedi okula gitti gökyüzündeki ayda
Yalanı beceremem sözüm biter ne fayda
Şiirin şırasını tattım tattım söyledim.
Ancak bu kadar olur gece yazılan şiir
Yalancının ilhamı topallayarak gelir
Okuyun gülün dedim anlattığıma bir bir
Zor da olsa yazması attım attım söyledim.
Afet diye bir çılgın sana yalancı demiş
Yalan nasıl olurmuş hiç duymamış görmemiş
Yalan dünya zehrini şifa diyerek yemiş
Yalan diyen deliye çattım çattım söyledim.
Afet KIRAT
Mesut Özbek
kaleminiz daim olsun efendim,
saygı ve selamlarımla,
saelamlarımla
TÜM YORUMLAR (40)