Aşk Hece Engelinde(TRİYOLE)
Yokuşunda bağlandım hep nazlı inişlerin;
Çözersen sen çözersin aşk hece engelinde.
Ruhuma gül döşedi uzaktan gülüşlerin,
Sol göğsümün üstüne yuva yaptı düşlerin.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yüreğiniz dert görmesin kaleminiz daim olsun hocam muhteşem bir eser olmuş ellerine sağlık okumaktan keyf aldım nice şiirlere inşallah
Sonsuz saygılarımla
k u t l a r ı m
Ben de yazmıştım bir triyole ancak biraz yarım kalmış gibi durduğu için burda yayınlamak istemedim..Ve inşaallah kısmet olursa belki başka bir tane daha yazmak isterim.. Okuyunca şevk geldi, yüreğinize sağlık..
Güzel bir triyole tarzı şiir olmuş,tebrikler Sayın Hocam.
Aşk Hece Engelinde(TRİYOLE)
Aşk Hece Engelinde(TRİYOLE)
Yokuşunda bağlandım hep nazlı inişlerin;
Çözersen sen çözersin aşk hece engelinde.
Ruhuma gül döşedi uzaktan gülüşlerin,
Sol göğsümün üstüne yuva yaptı düşlerin.
Usandırdı bu candan yersiz naz edişlerin,
Yokuşunda bağlandım hep nazlı inişlerin.
Vuslat kördüğüm oldu zülüflerin telinde,
Bu sevda kar yumağı sar büyüsün elinde.
Her çilesi bir desen kemer olsun belinde,
Çözersen sen çözersin aşk hece engelinde.
06.08.2008
Osman Öcal
Osman Öcal
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin hikayesi:
TRİYOLE:
Toplam on mısralık bir şiirdir. Anlam olarak çok güçlü, ancak aralarında kafiye bağı bulunmayan iki mısralık bir beyit ile başlar. Sonra aralarında kafiyeli üç mısra yazılır, başlangıç beytinin ilk mısrası hiç değiştirilmeden bu üç mısranın sonuna aktarılarak; giriş beytinden sonra gelen ilk dörtlük elde edilmiş olur. İlk dörtlüğün bütün mısraları bir biriyle olduğu gibi, giriş beytinin ilk mısrası ile kafiyeli olmak zorundadır.
İkinci dörtlük de ilk beytin ikinci mısrası üzerine kurulur ve dörtlüğün bütün mısraları bir biri ile kafiyeli olur. Dikkat edilirse giriş beytinin ilk mısrası birinci dörtlüğün sonuna, ikinci mısrası ise ikinci dörtlüğün sonuna HİÇ DEĞİŞTİRİLMEDEN aktarılmaktadır. Şiirin bütünlüğü bu giriş beyitinin mısraları ile korunmaktadır.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi şiiri kafiye düzeni:
AB, aaaA, bbbB.
Şeklinde olur. Büyük harfler ile yazılan kafiye düzeni mısranın hiç değiştirilmediğini anlatmak içindir.
Triyole, Servet-i Fûnun ve Fecr-i Âti şairleri döneminde sevilerek kullanılmıştır. Günümüz şairlerince de hâlâ sevilen, duygu ve düşüncenin etkili bir şekilde ifade edilmesine imkan veren bir nazım türüdür.
Triyole yazarken dikkat edilecek en önemli husus: Giriş beyti ile dörtlüklerin arasındaki anlam bütünlüğünün korunmasıdır.
İRFAN YILMAZ
SAYIN HOCAMA TEŞEKKÜRLERİMİ İLETİRİM.
Şair yazar olmanın keyfini çıkarmış adeta. Tebrikler selamlarımla...
Yokuşunda bağlandım hep nazlı inişlerin;
Çözersen sen çözersin aşk hece engelinde.
Ruhuma gül döşedi uzaktan gülüşlerin,
Sol göğsümün üstüne yuva yaptı düşlerin.
Usandırdı bu candan yersiz naz edişlerin,
Yokuşunda bağlandım hep nazlı inişlerin.
Vuslat kördüğüm oldu zülüflerin telinde,
Bu sevda kar yumağı sar büyüsün elinde.
Her çilesi bir desen kemer olsun belinde,
Çözersen sen çözersin aşk hece engelinde.
KALEMİNİZ DAİM YÜREĞİNİZ HEP VAR OLSUN OSMAN HOCAM. HARİKA BİR ŞİİR OKUDUM. SELAM VE SAYGILARIMLA...
Çok güzel bir şiir,gönülden tebrikler
Mesut Özbek
Duygu yüklü anlamlı dizelerde şair yüreği...Okumak keyifliydi.TAM PUAN.TEBRİKLER...
harıka hocam tebrıkler efendım
Bu şiir ile ilgili 39 tane yorum bulunmakta