-Bazı sular durulmaz tende, hırslarıyla...
Ne zaman aran biraz limoni olsa hayatla
A vitamini bakımından zengin
Ruh sağlığına olan faydası
İsviçreli bilim adamlarınca ispatlanmış hatıralarla
Oracıkta tazelersin hafızanı hemen!
Alikıran baş kesen bir aşkın buyruğu altındasın
Karda gezinip izini asla belli etmeyen sevişmelerden
Nice günah toplayıp numunelik koleksiyonuna katarken
Aşındırır kimi sol taşağı meşhur padişahların eteklerini
Şahken şahbaz olursun!
Bu saltanat sana ömürlük yeter sanırken
Doymaz derinlerindeki vahşi doğa etçilliği
Baktın olmuyor çarpar ihanet sarayının ahşap kapısını
Henüz mührü dahi üstünde duran maceralara doğru koşarsın
Ayağının tozu ile yatağına gelen kış mevsimini de
Koynunun aymazlığında misafir ederek
Sürekli dışladığın yanlarınla oturur karşılıklı
Toprak arsızı vücudunu sek şekilde, bir dikişte tüketirsin!
-Bazı tenler suyu incitir, kirleriyle...
Efkârın ince ince sofrana yağışıyla
Suskunluğun da karıncalanır ufaktan
Kendine sarılmaya başlarsın fena bir yalnızlıkla
Repertuarında bulunmayan yaralardan
Kanyak etkili bir nakarat akar
“*Salına da salına da gel
Haydi yavrum dön dolaş yine bana gel”
Duyduğunda bileklerindeki zaaf haritasını gizler
Ve tahmin edersin damarlarının tekrar birbirine karışacağını
Hayli soğuk bir iç savaşa müdahilsindir artık
Kesiklerini bandajlar bile örtemez o sıra
Buzun kompleksi mi olur?
Olur usta icabında…
İklim buna son derece müsaittir
Yoklar seni geçmiş statüsündeki ağrılar
Hiçbir seferinde iyileşmediler ki diye söylenirsin
Sahneye senin içindeki cepheleşmeden habersiz
Dizleri tir tir titreyen bir sazende çıkar
Tezene üşür fevkalade
Marazlanır saz!
Hastalıklı tınılarla demini alırken rakı masası
Uvertür kadının sisli boğazında
Koca bir yumru gibi düğümlenip kalır hicaz!
Bu türküye her niyetlenildiğinde zaten
Mutlaka arızalanır yüreğin ses düzeni
Hep de bir kadehin intihar edeceği tutar
O an’a dek ruhunu aperatif acılarla bastıran
Ara sıcak olarak Anne eli arayan
Peçetelere istek parça yazayım derken
Karaladıkları birden münferit bir şiire dönüşen
Bu mürekkep lekesi ömür!
Bu ‘muhakkak yaşanacak’ ibaresiyle imzalanmış prosedür!
”Saat de epey ilerledi…” fasıllarından geçerken
Katlettiği vakitlerin cenazesini de kaldırır bir bakıma
Orada, o hüznü yaren bellemiş sarhoşlukta
Naif bir sızıyla bölünür pencere seyri
Ay hâlâ konsomasyondadır!
Yıldızlar ise birer kevaşe sanki göğün köşe başlarında
Utancından mı bilinmez yerin dibine girmiştir yazgı
Kim bilir dersin kim bilir belki de
O da şeytanı bol bir akşamındadır!
En kötü ihtimal teftiştedir cehennemi
Yok yok alkolün davetkârlığından değil
Besbelli ki ıskalamak istememiş güzelim türküyü
Sen de yeni sağılmış aslan sütünün verdiği cesaretle
İçelim dersin yerinden doğrularak, tokuşturalım kederlerimizi
Her şey yolundadır buraya kadar
Fakat kimse kımıldamaz bizzat ferdi olduğu kimsesizlikten
Tamam ona da amenna!
Ama eşelenir göğsün hafiften
Lafla peynir gemileri yürüttün Fizan’a
Kelimelerin hiç değer görmemiş ki anlaşılan
Peşkeş çekilmiş mevcut sancıların da, her ucuzlukta
Onca sefa pezevengini marizlemiş
Sahte alkış tufanlarından geçmişsin -küçük sıyrıklarla…
Hiçbir madrabaza eyvallah etmemiş
Zerre korkmamışsın canına kast eden tehditlerden
Peşine düşen onca badireden kıl payı sıyrılmış
İtibar falan da beklememişsin
Şimdi bu ciddi otorite eksikliğinin ortasında
Basmalısın kalayı meyhanenin vurdumduymazlığına;
Hepinize ulan hepinize ziyade olsun
Kalemimden kan damlar, üzerinize afiyet!
Bu şiir de Allahsızlığınıza meze olsun!
-Bazı su, bazı tende; anason ırmağına dönüşür…
*Ahmet Sevinç
Kayıt Tarihi : 25.12.2019 05:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!