İlk okul bire gidiyordum
Kafamda sağ kulağımın arka kısmında
Saçkıran denen su bardağının altı büyüklüğünde yuvarlak bir yara aniden çıktı
Bu bölgede hiç saç kalmadı
Yara kabuk bağlıyor sonradan kendini yeniliyordu ne ilaç sürdüksek fayda etmedi
Köyümüzde bu yaraya daha önce yakalananların yara iyileştikten sonra bu bölgelerinde hiç saç yoktu
Herkes bana seninde böyle olacak diyordu
Bende yaram görünmesin diye şapka örtüyordum
Yaz ayları yeni başlamıştı
Yakınımızda akrabalarımız olan bir köye gezmeye gittim
O köyde birkaç gün kaldım
Sonra tekrar kendi köyümüze dönmek için yola çıktım
Bizim köyün sınırında adalar denilen bir yer vardı burası çok gizemli bir yerdi
Tepeler arasında çayırlık geniş bir alandı ama gündüz bile buradan geçerken tüyleriniz diken diken olurdu
Bende buradan korktuğum için adaların doğusunda bulunan bir yoldan geliyordum
Bir yandan da sağımda kalan adalara bakıyordum her taraf yem yeşildi
Adalar bölgesini yarılamıştım epey uzak olmama rağmen şarıl şarıl akan bir su sesi duymaya başladım
Öylesine çekici su sesiydi ki derenin yamacından derenin suyunun içine akıyordu beni sanki çağırıyor gibiydi
Durakladım su sesini bir müddet dinledim
Dayanamadım oraya korka korka gittim ortalama beş altı metrelik bir alandan sular onlarca gözeden adeta fışkırıyordu
Derenin sol tarafında ki yamacından akıyordu sular bende o tarafa geçtim
suların sesi hala kulaklarımda desem yalan olmaz
Bazı gözelerden ince özellikle bir gözeden kolum kalınlığında akıyordu
Suyu görür görmez karşı konulmaz bir istekle içmeye başladım hemen hemen tüm gözelerden su içtim içimden bir ses başın da ki yarayı bu suyla yıka dedi bende şapkamı çıkardım kalın akan gözeden başımı birkaç kez yıkadım
Korktuğum için bir an önce oradan çıkmak istiyordum ama su adeta beni bırakmıyordu susuzda değildim ama ha bire su içiyordum adeta kendimden geçmiştim
Kafamı tekrar tekrar bu suyla yıkıyordum bir ara kendime geldim derenin içinde tüylerim diken diken oldu
Hemen geldiğim tarafa atladım koşarak yola çıktım köye doğru yürümeye başladım her tarafım ıslanmıştı
Eve geldiğimde annem suya mı duştun dedi hayır dedim su içerken oldu dedim
Aradan tam iki gün geçti sabah uyandığımda
Annem kafamdaki yaranın kayb olduğunu fark etti benim haberim bile olmamıştı
Elimi kafama sürdüğümde yara yerinde yoktu saçlarım normal duruyordu hemen aynaya baktım gerçekti
Annem ne sürdüğümü kendisine söylememi istedi bende bir şey sürmedim dedim
Tabii bu suyu unutmuştum annem üsteleyince su aklıma geldi anneme anlattım
Annem bir güyüm yanına aldı gidelim bakalım o sudan bir güyüm de getirelim dedi
Annemle birlikte suyun olduğu yere gittik
Her taraf kupkuruydu bir damla bile su akmıyordu
Annem yeri şaşırmış olmayasın iyi bak dedi yerden tamamen emindim burası dedim dereyi epey gezdik hiçbir yerden su akmıyordu
Annem bu bir mucizedir dedi gerçektende hala inanamadığım yaşadığım gerçek bir olaydır
Hala beni düşündüren su sesinin bu kadar uzaklara nasıl geldiğidir ve beni adeta oraya çekip götürmesidir
Tamamen yaşadığım gerçek bir olaydır
2007 Bornova İzmir
Kayıt Tarihi : 31.8.2007 11:56:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cebbar Korkmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/08/31/suyun-gizemi-gercek-yasam-oykusu.jpg)
Durakladım su sesini bir müddet dinledim..._bu hikayeniz bana avrupada bircok hastanelerde kimi hastalarin 'su sesi ile,rüzgar sesi ile ve bir cok buna benzer dogal seslerle tedavi edildiklerini bilir ve duyarim...
bizim kırşehirde karakurt kaplıcası var.
senin anlattığın hikaye ile aynı hikayesi var.
sadece bu hikayenin farkı, yaralı kara bir kurt ve onu takip eden bir çoban...
hikayeyi anlatmama gerek yok.
suyum mucizesi buradan da ispatlanıyor.
o gün-bu gündür o kaplıca yaralı yada şifa arayan herkes her yıl doldurur.
paylaşımın için tesekkurler
Güzeldi teşekkürler..Kalemin daim olsun selamlarımla..yunus karaçöp
TÜM YORUMLAR (24)